Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayriye Öztürk

Hayriye Öztürk
@Kitapokuyanherkes
Kadınların davranışları üzerinde sürekli ve doğal bir gözetimin uygulandığı bir dönemde ve küçük bir kentte <gençliğinden yararlanmak> isteğiyle <parmakla gösterilmek> kaygısı arasında kalmaktan başka bir şey yapılmazmış.
Reklam
Yükselmek ona göre öğrenmekti(insan kafasını bir şeylerle doldurmalı,derdi)bilgiden daha güzel hiçbir şey yoktu.Kitaplar temkinle kullandığı tek nesnelerdi;onları tutmadan önce ellerini yıkardı.
13. İnsan, yaşamın anlamını ölümde bulur ancak. Yaşam ancak ölümün varolabilmesiyle -ve bilinçlendirilebilmesiyle- anlamlıdır. Ölümsüz yaşam, anlamsızdır. Nasıl ki ölümü hesaba katmayan yaşamlar yaşayan insanların yaşamları anlamsızdır – aynı şekilde, ölüme bilinçle giden yaşamlar yaşayabilen kimi insanlar, yaşamlarının son anlarıyla, ortaya yoğun anlam birimleri koyabilirler. Ölüm, çünkü, yaşamın ‘sona erişi’ değildir – şu koşulla: Yaşam, başından başlayarak, yaşam olarak, ölümden anlam çekebilmişse; ölüm, bir son olarak -anlamsızlığını birlikte getirerek- gelince, ‘biten’ yaşamın anlamını çekip al .......... .......... Oruç Aruoba Şiirleri Kayıt Tarihi : 2.2.2017 16:24:00 Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
– İşte ölüm taç giydirir... Ölüm yaşama katkıda bulunur – onun doruk noktasını oluştururak: yoksa yaşam, kendi işleyişiyle sürüp gitseydi, herşey yozlaşırdı. Bazı şeyleri (belki, her bir şeyi) yaşayıp bitirmek gerekir; yoksa, yaşanıp durdukça, bayatlarlar.
8. Ölüm yaşantısıdır bizi yaşatan. Yaşamını gereğince yaşayan insan için, zorunlu tek yaşantı, hep, hüzündür. Bizi yaşatandır, hüzün: hüzün – yaşamın nasıl dopdolu, ama nasıl da bomboş – gelip geçici, bitici, sonlu – nasıl ölümlü olduğu yaşantısı...
Reklam
Yaşam, kendi kendini, ölüm olarak, isteyendir. Ölüm de, yaşam olarak yaşanmış, ve, bitmiş olan – istenmiş, gerçekleştirilmiş – ve tükenmiş olan...
4. Yaşam, yaşayan insanın kendinden kaçmasıdır; çünkü onun “en-kendi-olduğu“, ölümdür – yaşamı da, bunun bir değillemesi yalnızca... Yaşam, ölümü değillemekle, temelde, kendini değiller, çünkü yaşamın anlamı, ölümde temellenen bir anlamdır – başka bir anlam da, yoktur. Anlam, ölümdür. Ancak ölümü unutmayan; onu Bir anlam temeli olarak, kendi dayanağı olarak, sürekli ’canlı’ tutan bir yaşamdır, anlamlı yaşam. “Gallipoli“ Heidegger
İnsan, eninde sonunda,ancak kendi kurdunu besler.İnsan, kurdunu hak eder. Insanı yiyen, hakkını kendisinin hazırladığı kurttur. Insan, “birbirinin kurdu“ değil, kendi kendinin kurdudur – “insan insanın“ değil, insan kendinin kurdu... (Bu kurt da, tüylü, azman, keskin dişli, hırıltılı “lupus“ değil; kaygan, ufak, kemirgen çeneli, sessiz, kıpır kıpır solucandır.) Hobbes4.
Ölüm yaşamdan daha belirgindir. Ölüm yaşamdan daha kesindir. Yaşam belirsizdir; oysa ölüm, belirgin ve kesindir. Hep bir süreç olan yaşam, ölüm anında, sonunu değil, sonucunu bulur: Ölüm yaşamın sonucudur – kişinin nasıl bir yaşam yaşadığı, öldüğü ölümden bellidir. Ölümü bilen, onun bilincinde olan bir yaşam, yaşam sürecinin her anında ölümü yaşama katarak, yaşamı bilinçli kılar – ölümü yaşamdan koparmadan, ama ölümün yaşamı kaplamasına da izin vermeden, ölümü, her an, yaşam kılar. Aristoteles
Kalbi, yaz güneşi altında çiçeğin üzerine konmuş bir kelebeğin kanatları gibi hafifçe çarpıyordu.
Reklam
“Ben sanatın her türlüsünü severim... Güzel olan her şeyi severim.”
İnsan düşününce, dünyada söz kadar güçlü ve aciz bir şey bulunmadığını bir kere daha anlıyor.
Ateşli silahların keşfi muharebe alanında soylu olanla olmayanı eşit kılar, matbaa her ikisinin zekasına eşit kaynaklar sunar.
Ekmeğin hasını, yemeğin etlisini, sütün yağlısını yer, içerler. Biz? Pilavın yağsızı, ekmeğin kurtlusu, ayranın imansızını!
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.