Özlemiyorum seni. Anılarımdaki varlığın ortak yaşamımızda olduğundan çok daha güçlü. Hala yaşıyor olsaydın, belki bir yabancıya dönüşmüştün. Ölüyken, en az sağ olduğun zamanlardaki kadar canlısın.
…iki insan birbirini gerçekten sevdiyse, aralarında gerçek bir öfke olmaz. Kızgınlık, evet, intikam arzusu, evet ama öfke, şiddetli, hesapçı, pusu kurmuş bir öfke... Hayır, bu mümkün değil.
Doğduğumuz andan itibaren ölmeye başlıyoruz, oysa yalnızca sürecin sonuna geldiğimizde öldüğümüzü hissediyoruz ve bu son bazen inanılmaz uzun bir zaman alıyor.
Acılar sayesinde ıslah olduğumuz, daha iyi, daha bilge, daha dirayetli biri haline geldiğimiz doğru değil. İnsan soğuk, çok daha net ve kayıtsız oluyor.