Kapitalizmin en başarılı güven numaralarından biri, herkesin milyoner olabileceği yanılsamasını yaşayabilmesidir. Oysa zirvede sadece birkaç kişiye yer vardır ve zirvede yer alabilecek beceriye çok az kişi sahiptir.
Dünyada, önyargıların dışında yaşamak imkansız bir idealdir. İçinde yaşadığımız çağda bizim içimizde yaşar. Ve çağlar içlerinde yaşayan insanlar kadar bencildir.
Sıklıkla ferahlama, özgürleşme hissi uyandıran “sorunları reddetme “ aslında köleleşmektir. Kendi çözümlerini üretmeyenler başkalarınınkileri kullanmak zorunda kalırlar
Altın çağ mutluluğu, ya insanlar keyfini sürecekken fark edilmeden geçip gittiğinden ya da insanlar fark edebilecek durumdayken çoktan bitmiş olduğundan, insan ırkına hep yabancı kalmıştır
Hiçbir şey bir anda değişmez: derece derece ısınan bir küvette farkına varmadan haşlanarak ölürsünüz. Elbette gazetelerde öyküler vardı, hendeklerde ya da ormanlarda bulunan cesetler, ölesiye dövülmüş ya da sakatlanmış, eskiden dedikleri gibi saldırıya uğramış Ama bunlar başka kadınlar hakkındaydı ve bunları yapan erkekler başka erkeklerdi. Hiçbiri tanıdığımız erkekler değildi. Gazete öyküleri bizim için rüya gibiydi, başkalarının gördüğü kötü rüyalar. Ne korkuç, derdik, öyleydiler de ama İnanılır olmaksızın korkunçtular. Aşırı melodramatikdiler bizim hayatımıza ait olmayan bir boyuta sahiptiler
Ancak mutluluğum katıksız değildi. Göreliydi, geçmişin büyük sefillikleriyle geleceğin büyük sefillikleri arasına sıkışmış daha az sefilce bir dönemdi.
İçindeki yaşam ne olursa olsun yaşayayım diye çırpınıyor; bu yüzden de, en güzel düşlerine sırt çevirerek, bütünüyle acınası o küçük ilkene karşı günaha girerek ve eğer bir cehennem varsa, ruhunu dosdoğru oraya yönelterek aşağılık biçimde yaşıyorsun
İçgüdüler ve yasalar onu boyun eğmeye zorlarken, büyümek de isyana yöneltiyordu. (…) Ama büyümek yaşamdı ve yaşam her zaman ışığa doğru yönelmeye yazgılıydı.