"-Ümit hanım, yaşamak dosyasını getirin bana
Sevgi sözcüğü çizili bir yazı olacaktı içinde hani
Yeri yoktur diye memuriyetin dilinde
Arşive kaldırılmıştı bir Eylül gününde."
"Belki de benimle ilgili olan her şey onun estetik anlayışı, adalet duygusu, alışkanlıkları, gelenekleri, umutlarıyla çelişiyordu, biriyle bu denli çelişen yapıda gerçekten insanalar vardı. Fakat bundan neden böylesine acı çekiyordu?"
Elveda gençliğim, bir daha buluşur muyuz
Zaman nehirleri karanlık denizlere akıyor
Gittiğin yoldan geliyor ölüm
Elveda gençliğim, dargın değilim sana
Bu rezil, bu kirli, bu acımasız dünyada
içimde bir sen tertemiz kaldım
Anılar giderek daha uzak
Ölüm giderek yakın
Yalnız çocuklukları düşünüyorum
buyuyor ardımda mavi sabahlar
aydınlığın karanlığa döndüğü yerde
yorgun geceyarıları sıralanaıyor,
Yarım bir şarkıyı tekbaşına
olası mı tamamlamak
içimize yüklediğimiz yalnızlık
yarım çocukluğumuzdan beri.
İşte kocası Özdemir' den ayrıldıktan sonraki yaz böylece
geçip gitmişti. Ankara' dan döneli epey oluyordu. Boşanacağı
kocasıyla beraber İstanbul'a dönmüşlerdi. İçinde dünyaya, hatta boşanmak istediği kocasına delice bir muhabbet vardı. Öyle
ki nerede ise Özdemir biraz sabredebilse, kendisi kucağına
atılacaktı. Ama Özdemir bunu anlayamamıştı. Aptalca, yalnız
erkeklere mahsusmuş gibi bir izzetinefis, çocukça, hıyarca bir
erkeklik numarası yapmıştı. İnsan olmak için erkek olmanın
yeteceğini sanıp aldanmıştı. Ona son oyunu zekası oynamıştı.
N evin'in samirniyet beklediği yerde erkeklik taslamıştı.
"Oldu bir kere," deseydi, "ne yapalım? Sen bana aynı şeyi
yapsaydın affederdim.
Gücü me gidiyor bu Allah kurtarsm! lafı .
Müdürü gelir: Allah kurtarsm!
Savcısı gelir: Allah kurtarsm!
Gardiyanı gelir: Allah kurtarsm!
Bi hal olduk. Allah bilir, günde kaç posta
Allah tarafından kurtarıla kurtarıla.
Oysa biz, insanları kurtarma zahmetinden
Kurtarmak için Allah'ı
Düştük, değil mi, bu yola?
Gorki'nin kahramanlarından Yakov, yedi yaşında bir
çocuk, arkadaşına soruyor:
- llya, diyor, bu kadar küçük gözlerle insanlar nasıl olup
da her şeyi görebiliyor? Koca bir kasabayı görebiliyor-
lar? .. Şu caddeyi düşün bi kez! Nasıl olup da senin gözü-
ne sı{1ıyor?
- Pekiy ama, Yakov diyorum ben de, şu cezaevindeki bi-
ni aşkın mahkCımun, koca koca adamların yıllardır dünya-
ya duydukları özlemle o kocaman olmuş gözlerini düşün
bikez! Nasıl olup da bunca göz bu dört duvar arasına sı-
ğıyor? ..
Politikanın inceliklerinden anlayan iki tür insanımız var;
Politikacılarla mahkumlar.
Bunun nedeni de belli:
Politika, politikacılar için içeri düşme tehlikesidir,
Mahkumlar için ise dışarı çıkma ihtimali.
Farketmez! diye celalleniyor. Benim cezaevimde böyle
şeyler yazmak kesinlikle yasak! ...
Ama ben de bir insan olarak, diledi�imi düşünmekte
ve yazmakta hürüm, diye ısrar ediyorum.
Sen insan filan de�ilsin! diye kürkrüyor. Mahkumsun
sen. mahkum! . ..
Ezerim, felcederim seni, hele bi daha böyle
münasebetsizlikler yazmay1 dene!..
Ve harika bir "Defol!"la bitiyor bu hayatta görüp
göreceOim en olumlu, en parlak eleştiri ..
Dahası var: Cırcırlı'dan Kapıaltına geçerken, artık, silah
yerine, Şiir arıyorlar üstümde o günden beri. ..