Fadiş yazıldığı yıllardan, özelikle 2000li yıllara kadar Türkiyenin büyük bir gerçeğini anlatıyor aslında. O yıllarda hemen her kesimden çocuklar bir şekilde ailelerinden ayrılarak başkalarının yanında kalmaya mecburdular. Kimisinin anne babasi şehre çalışmaya gider, kimisi ailesi köyde olduğu için şehirde bir akrabanin yanına birakilir, kiminin ailesi tarım işçiliği için gider çocuklar başkalarına birakilirdi. Biz de ise ailem hayvancılık yaptığı için erkenden yaylaya çıkarlar sonra da kasımda inerlerdi. Okulun son 1 ayi, başta da 1,5-2 ayi akrabalarimizin yanında kalırdık. Horlanmasak, dogulmesek de garip hissederdik kendimizi. Hiç sevmediğimiz yemekleri yemeye alıştık mesela. Tavuk cobanligi yapardık... Ve 15-20 sene önce okuduğum bir kitabı tekrar okumanın zevkiydi bu kitap. Hala canli, hala etkileyici...