“… Coşkulu, taşkın çocuklar olmak gerek, her an kırılabilir, kopabilir, sökülebilir bağlar ve ağlar içinde azmaktan, azımsamaktan, yetinmemekten, gülmekten başkaca ne zırh kuşanabiliriz? Toza, küle, talaşa, köpüğe, çapağa, kuma, kırpıntılara dönüştürülmek isteniyorsa ağaç, dağ, kaya olmayı, atomlarımızı değişik bilişimlerde tamamlamayı düşlemekten başkaca ne var?”