Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toprak

Dikkati trilyonlarca akıllı ırk arasında bölünmüş bir Tanrı algısı, Eski ve Yeni Ahit'in özü olan Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi kaçınılmaz olarak etkisizleştirir.
Reklam
Doğa iskambil'den bir ev gibidir. Sıcaklıklar çok değişirse, daha büyük bitkiler ve hayvanlar ölür ,yok olurlar. Peki bitkiler ve hayvanlar dünyada nasıl hayatta kalabildiler? Sabit sıcaklıklar elde etmek bu kadar zorsa, neden bu kadar şanslıyız? Çoğu gezegen ve uydu kaotik ise, dünyamız neden bu kadar istikrarlı? Bunun nedeni Ay'a sahip olmamızdır. Ay, gelgitleri yükseltecek ve dünyanın yörüngesini sabit hale getirecek kadar büyüktür. Güneş sistemindeki başka hiçbir gezegenin bunu yapacak kadar büyük uyduları yoktur. Uzaydaki hiçbir gezegenin de böyle bir uydusu olması muhtemel değil.
Tanrıya yer açmak için bilimi çöpe atma çabaları gereksizdir. Aristoteles herhangi bir olayın birden fazla sebebi olma ihtimali bulunduğunu söylüyordu. Örneğin, bir resim tuvalin üzerine kimyasalların dağılmasıyla oluşmaktadır ama aynı zamanda bir sanat eseri yaratmak isteyen ressam tarafından da meydana getirilmektedir. Resmi, kimyasal (yani bilimsel) veya sanatsal bir tasarım olarak tanımlayabiliriz: aynı şey için tamamen farklı ama çelişki içermeyen iki açıklama.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Einstein
Evren hakkında en anlaşılmaz şey anlaşılabilir olmasıdır.
Hiçliğin evladı zavallı ve narin evren, var olduğumuz ve yaptığımız her şey sana benziyor.
Sayfa 324Kitabı okudu
Reklam
İnsan ışığını yitirdi diye kötü biri sayılmaz aslında.
Sayfa 207Kitabı okudu
Refahtan vazgeçemeyen özgürlüğü yalnızca görünüşte seçebilir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Hermann Hesse
İmkan dahilinde olanın gerçekleşebilmesi için imkansızın mütemadiyen denenmesi gerekir.
Anladım ki, kötülükler birbirine dolanarak büyüyor ve yine anladım ki, ancak yok sayarak hayata katlanabilir insan.
Sayfa 125Kitabı okudu
Her insan kendi hikayesiyle gelir dünyaya. Hayat o hikayeyi büyütür. Benim hikayem çalınmıştı.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Vicdan azabı korkunç bir şey, sinsice insanın kalbini kavrıyor ve olmadık zamanlarda sıkıştırıp duruyor.
İnsan bazı gerçekleri bilmek istemeyebilir,bu hak olmalı.
Marx verimlilik ve artı değer yaratımı için iş bölümünün hayati olduğu bir sanayi toplumunda " emekçinin kendine yabancılaştığını" öne sürüyordu. Burada kastettiği, fabrika örgütlenmesi ve üretiminin insanı bir makineye çevirdiğiydi. Fabrika hayatının ana insani özelliği olan "fabrika ellerinin" özdeşliği bu şekilde yok oluyordu; işçiler çoğunlukla yaptıklarından nefret ediyorlardı ve dahası, emekleri üzerinde hiçbir denetime sahip değillerdi. Bir başka önemli nokta ve eş derecede küçültücü durum da " kendi kapasitelerin çok gerisinde" çalışmaya zorlanmalarıydı. Bu durum yabancılaşmadır.
Sayfa 804Kitabı okudu
Günümüzde bir iktisat biçimi olduğu kadar bir kendini ifade etmek biçimi olarak da anlaşılan kapitalizm, hümanistlerin bu dünyanın önceliğine ilişkin fikirleri olmadan olgunlaşamazdı ve güzel sanatlardaki üretkenlik ilk kapitalistlerce biriktirilen büyük servetler olmadan ortaya çıkamazdı. Hümanizm antikçağdaki bilimlerin yeniden keşfinden ziyade bir pagan değerler dizisinin, yani sonuçta Yunan ve Roma dünyasının insanı her şeyin ölçüsü olarak gören seküler bakışını geri getirme ile ilgiliydi.
Sayfa 568Kitabı okudu
1.925 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.