İsa, günlerden bir gün deniz kenarında gezinirken sandallarını büyük bir korkuyla bırakıp kaçan balıkçılar görmüş. "Ne oluyorsunuz?" diye sorunca balıkçılara, "Aman,' demişler balikçılar, 'elaman! Elaman,
bu canavardan! Sandallarımızı kırdı, arkadaşlarımızı parçaladı. Hepsinden kötüsü, balık tutamaz olduk, aç-
liktan kırılırız."
Isa yalınayak, başı kabak; dülger balıklarının yüzlercesinin kaynaştığı denize doğru yürümüş. En kocamanını, uzun parmaklı elleriyle tutup sudan çıkarmıs.ïki elinin başparmağı arasında sımsıkı tutmuş, eğilmiş,kulağına bir șeyler söylemiş..
O gün bugündür dülger balığı, denizlerin görünüşiü pek dehșetli, fakat huyu pek uysal, pek zavallı bir yaratığıdır.
Bir çocuğun kalbiyle bir yetişkinin kalbi arasındaki farkı okurken sahip olduğum ruha dönüp bir baktım. Çok katılaşmışım ve bu kitap gerçeği suratıma öyle bir çarptı ki kalbimden utandım. Kaybettiğimiz şey çocukların adaleti ve samimiyeti. İçimizde şarkı söyleyen,bizi neşelendiren çocuk(bülbül) ne zaman öldürüldü ve bizler kaç tanesinin yitip gitmesine daha göz yumacağız.
-"Ben büyüdüğümde bir palyaço olacağım sanırım," dedi Dill. Jem'le ben olduğumuz yerde kalakaldık.
-"Evet, bir palyaço dedim," dedi Dill. "Bu dünyada insanlara gülmekten başka yapacak bir sey yok. O yüzden sirke katılacağım ve kahkahalarla güleceğim."
-"Bunu ters anlamışsın, Dill," dedi Jem. "Palyaçolar hüzünlüdür; esas insanlar onlara güler."
-"Ben farklı bir palyaço türü olacağım. Ringin ortasına geçip insanlara güleceğim."
-Majesteleri dememe kısmını unutmaya çalışıyorum ama kötü alışkanlıklar için ne derler bilirsin.
-Aydınlat beni. Ne derler?
-Suya atılan parşömen gibidir... batması biraz zaman alır.
Göz doktoru "benim hayatım insanların gözlerinin içine bakmakla geçti, göz belki de insan bedeninin içinde hâlâ bir ruh barındıran tek kısımdır ve gözler yitirildiğinde..."