Orijinal metninden okudum . Şimdilerde kullanılmayan kelimeler ,cümleler var konusuna gelecek olursam; ordan oraya sürüklenen küçük bir kızdan gençliğine kadar devam eden hüzün dolu bir hayat ..
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bilge Kültür Sanat · 201645,8bin okunma
Bu güzergâh-ı fanide ebedî olmaya lâyık ne kadar ân ve saniyeler vardır. Semada elvan-ı seher, zeminde bir sabah-ı müzehhep, çiçeklerden bir hacle, âheng-i tuyur ile alkışla- nan ilk bûse-i âşıkane ebedî olmaya seza değil midir?
Ağlamak, uğradığımız felâketlere karşı vücudumuzda kalan bakiye-i kuvvetin bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar bizde o iktidarın da mahvolduğu vakitlerdir ki onun yerine kaim olan bir sükûnet-i müessire en şiddetli girye-i elemden dilsûzdur.
“Sana seni seviyorum diyemem belki ama kalabalık bir ortamda gülerken ilk senin gözlerine gülümserim ve eve giden kısa yolu seninle birkaç adım fazladan atabilmek için uzatırım. Bazen de bilerek adresi kaybederim. Bilmem ki anlaman için bazen elimi kaybeder, elinde ararım. Bazen de ezbere bildiğim şarkının nakaratında saçmalarım. En güzel kelimelerle kurduğum cümlenin devrilmesini seyrederim. Konuşurken aniden bir kekeme oluveririm. Bazen de yağmurlu havada şemsiyeyi başımız yerine yağmur ıslanmasın diye tutarım. Kaybolur ayaklarım, aniden topallayarak sana yaslarım omzumu, anla ama sana seni seviyorum diyemem, anla. Hadi elimi tut, gökyüzü bulutlardan düşüyor.”