Eski köhne zamanlardan geliyorum yüzümde kömür karası lekeler.
Üstümde tek gözlü evlerde yanan tütsülerin isleri sinmiş...
Kar yağmaktaydı çamurun kutsallaştırdığı sokaklara...
Duygusuz, anlamsız sadece kulağa hitap eden sesler vardı karanlıkta...
Görmek manasızlaştırırdı kar'ı her tanesini hissetmek gerekiyordu.
Bilmezdim sende yalnızlığı bulacağımı, dokunduğumda çekineceğini...
Yılların eskittiği bir devirlik takvim bile değildin hayatımda...
Ağlıyordum ama her tebessüm ve her sessizliğimde...
Yusuf TAK
“Her şeyimi koparın, bekletmeyin ölümü:
Alnımdaki defnemi, göğsümdeki gülümü
Koparıp alın!
Fakat size rağmen, bir şeyim,
Öyle bir şeyim var ki, alıp götüreceğim.”