Geçmiyor saatler bana inat
Bitmiyor düşün düşün
Burada ne işim var
Bu razı,bu tepkisiz ben miyim?
Bu korku da ne ,
Hani nerede deliliğim?
Ah ne zaman değiştim böyle
Ben nasıl da yatıştım böyle
Düşlerim uçuyor kanat kanat
Hep vaad,ah hep vaad
Kendime kilitliyim
Ruhumu esir aldım,evet,
Kimsenin günahı yok,
Bu cesaretsiz benim
-Sorunuza dönecek olursak,neydi sorunuz?”
“İyileştim mi?”
“Hayır. Siz farklı bir insansınız, ama herkes gibi olmak istiyorsunuz. Bu da bana kalırsa ciddi bir hastalıktır.”
“Farklı olmayı istemek, bir hastalık mı?”
“Evet, kendinizi herkes gibi olmaya zorlarsanız, öyle. Nevrozlara, psikozlara, paranoyaya yol açar. Doğayı çarpıtmaktır bu, Tanrı’nın yasalarına karşı gelmektir; dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında, bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz, onun için de Villete’te kalmayı yeğlediniz, çünkü burada herkes farklı ve böylece siz kendinizi herkes kadar normal görüyorsunuz.Dediklerimi anlıyor musunuz?”
Bir psikiyatriste içini döken insanlar, bir papazla günah çıkarırken olduğundan daha rahat konuşuyorlardı, çünkü hekimler onlara cehennem ateşinden söz etmiyorlardı.