Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ezgi Polen Çelik

Ezgi Polen Çelik
@Polenezgim
Kitap okumayı çok seviyorum ama uzun süredir tutukluk yaşıyorum. Ayrıca çıkmış bir romanım var, şuan ikincisini yazıyorum. Aklımdaysa yazılmamış altı kitabım var. En büyük hedefim okunmaya değer kitaplar yazabilmek
Yazar ama henüz çok başındayım...
Lise ama hayat okulundan ciddi anlamda ders almışlığım var.
Antalya
İstanbul
38 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Zavallı Pim, dünyada inanmam her şeyi unuttuğuna. Bunu ölünceye kadar unutacak değildir. Ne kadar yumuşak tabiatlı insan, her şeyi hoş görüyor, inşallah ben de onun çektiklerini çekmeden ona benzerim.
Reklam
Böyle kendimi üzmenin de bir faydası yok, elimden bir şey gelmedikten sonra. Ama kocaman gözlerini aklımdan çıkaramıyorum, kurtaramıyorum kendimi. Acaba Leis'in kendine güveni var mı, direniyor mu? Yoksa her şeyi kabulleniyor mu? Bilmem, hiç sormadım ki ona.
Birkaç gündür, hatıra defteri tutma üzerine hele bir düşüneyim diye, bir şeycikler yazmadım. Benim gibi birinin öyle bir işe kalkışması tuhaf kaçıyor da... İlk defa hatıra defteri tuttuğum için değil, on üç yaşında okullu bir kızın saçmalamalarına kimse aldırmaz diye. Hani bende o kadar hevesli değilim. Olsun ama! Ne diye yazmayayım değil mi? Canım yazmak istiyor bir kere, sonra da, içime gömülü kalan bir sürü şeyi gün ışığına çıkarmak en büyük arzum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
284 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank
8.7/10 · 7,6bin okunma
Reklam
Sevgili arkadaşlarım bu soğuk gecelerde kimdir hangi çukurda can gelirken ben sıcak yatağımdayım diye düşünüyorum, uykum kaçıyor onları düşünmekten, uykusuz sabah ediyorum. Bu yaban insanların eline düşmüş yakınlarım aklıma gelince bir korkudur düşüyor içime. Bu çektikleri sırf Yahudi oldukları için! Dostun Anne
304 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Sarsıcı.
Kitabın başından beri ana karakteri anlamaya çalıştım. Sevgisizliğin kökü hiç sevilmemekten ve ömür boyu görülmemiş sevgiyi aramakla geçirmekten dolayı olduğunu biliyorum. O yüzden anlamaya çalıştım. Hak vermedim ama onun gözünden görmeliydim. Kelebek tutkusu da bu açlık yüzündendi, Miranda'da o büyük boşluğu ve benliğini bulmak istedi. Bu çok insanca, sevmek herkesin hakkı ama mahzene kapatmak gaddarca. Düşündüm; bu büyük bencillikse her gün gördüğümüz yüzler, binlerce insan sevdiğine farklı mı davranıyor? Hayır. Mahzene kapatmasa bile ona bir ev, bir oda verip, tüm umutlarını kendisine bağlayıp artık hayatın bu kadar, Tüm dünya burası diyor, ve başka bir dünya düşünmesine asla imkan vermiyor. Hepimizin içinde bencillik var. Kimi dozu çok fazla kaçırıyor. Hepimizin sevmeye ihtiyacı var ama çoğunluk hınç, öfke ve bencillikle seviyor. O yüzden dünyada bir sürü Miranda'lar var. Sevmeye açsanız bunun suçlusu onlar değil. Tüm kötülük de sevmeyi bilmeyenlerin kararmış katılaşmış kalpleri yüzünden.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,4bin okunma
Şimdi peri masalı anlatma sırası sende. ... Yalnızca içten gelen şu iki sözcük. Sizi seviyorum. Bütünüyle umutsuzluk dolu sözcükler. Bunu "Kansere yakalandım," der gibi söylemişti. Onun peri masalı.
Ezgi Polen Çelik
@Polenezgim·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Ana
AnaMaksim Gorki
8.4/10 · 28,6bin okunma
Küçük bir hedef ancak, bu sene okuma alışkanlığımı eskisi gibi yapmaya kararlıyım.
2022 OKUMA HEDEFİ
17/30 kitap - %57 tamamlandı
17 kitap okudu
30 kitap
7bin sayfa
9 inceleme
59 alıntı
Reklam
... Frau Blothert'in bakışları alev alev, sesi öfkeli. Ağlıyor mu, gülüyor mu, anlaşılmaz, birbirine karışır. Fredebeul'un bayatlamış sol felsefesiyle teselli bulmaya çalıştın, boş yere. Blother'in bayatlamış sağ felsefesine de kızmışsındır boş yere. Güzel bir söz vardır; hiçbir şey. Hiçbir şeyi düşünme Başkan'ı düşünme Katolikleri düşünme. Küvette ağlayan, terliklerine kahve damlayan o palyaçoyu düşün. Kendime not: Bilmiyorum, burası çok buruk geldi. Çok seven neşeli palyaçolar çok üzüldü. Kim renkliyse renkleri birer birer soldu. Çok sevmenin karşılığı bu diye mi bu kadar buruk geldi, bilmem ki; ben artık hiçbir şey bilmiyorum.
"Bırakın bu palavraları, Schnier. Neyiniz var?" "Katolikler sinirimi bozuyor," dedim."Onlar insafsızdır." "Peki ya protestanlar?" diye sordu gülerek. "Vicdan üzerine attıkları palavralarla," dedim onlar da beni hasta eder." "Ya da dinsizler?" Hala gülüyordu. "Sıkıntı verirler, çünkü hep Tanrı'dan söz edip dururlar." "Peki, ya siz nesiniz?" "Palyaçoyum ben," dedim. "Şu an beklenenden daha iyi durumdayım. Ve bana çok gereken bir Katolik var; Marie. Fakat sizler onu benden aldığınız!"
"Biraz cinnet ve melodram, ha?" diye sordu aynadaki yansımasına "Neyse boş ver artık. Peynir Surat'ın hakkından geldin ve değil on bir, otuz üç yılını alacak olsa da o editörlerin de hakkından geleceksin. Bu noktada pes edemezsin. Devam etmelisin. Sonuna kadar mücadele edeceksin, biliyorsun.
Joe'yla kasabaya indi; teselliyi alkolde arayıp hayatı içki şişesinde boğdu ve pazartesi sabahına kadar hayatı buldu.
190 öğeden 166 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.