Rana Özçelik

Rana Özçelik
@Ranaozceliksverige
Konya, 18 Temmuz
15 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
“Eski neşesi kalmamıştı. Istırap denen çemberden geçtiği muhakkaktı.”
Sayfa 264
Reklam
"İfade edemediğim bir eksiklik hissi var içimde, sanki her şey başka türlü olabilirdi."
“Düşüncelerimin acısına bazen ben de dayanamıyorum doktor. Öyle yoğun geliyorlar ki, bir aralık durmazsam, bu şiddete katlanamam.”
Sayfa 338

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Ben haksız olduğum zaman başımı eğmesini ve susmasını bilen, fakat haklı olduğum zaman alnı yukarda bağıran ve hakkını teslim etmeyenlere her ne bahasına olursa olsun onu teslim ettirmek isteyen bir adamım. Haksızlığa maruz kaldıkça ve bu haksızlık tashih edilmedikçe susmamak hür bir vatandaş sıfatiyle vazifemdir. Bunun tevlit edebileceği neticeleri de göz önünde bulundurur, fakat yine hakkımı istemekten çekinmem. Çünkü adaletin yanlış tatbik olunduğu bir yerde mahpus olmak serbest gezmekten daha şereflidir.”
Rana Özçelik tekrar paylaştı.
... dünyaya ve insanlığa karşı böylesine evrensel bir sevgi duyma eğilimi, insanın ulaşabileceği en üstün değer yargılarını temsil eder. ...Bu görüşe karşı iki itirazımı ileri sürmek isterim: Ayrımsız sevgi, nesnesine haksızlık ettiğinden bana göre kıymetini kısmen kaybeder; ikincisi, her insan sevgiye layık değildir.
Reklam
Sözleri oldukça açık anlaşılsa bile ne dinleyen vardı ne de aldıran
516 syf.
·
Puan vermedi
·
547 günde okudu
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk
8.1/10 · 40,6bin okunma
Reklam
“Bizde geçim yolunu bulmanın ana kuralı: Evvela çatmak, sonra çalmaktır. Mutlakiyet’te de budur, Meşrutiyet’te de… Çatılacak makama çatmayan, sıraya girip de çalmayan aç kalır”
“Her devirde hakim bir kuvvet vardır. Ona tabi olmak zamanın gereğinden kabul edilir. Vatanseverlik ve onurunu bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette refah içinde yaşarlar, bu ilkenin tersine hareket edenler dedikodular içinde boğularak asılırlar, kesilirler, sürülürler, sürünürler…”
136 syf.
·
Puan vermedi
Kitap 1918-1920 yılları arasında tüm dünyayı etkileyen İspanyol gribinin, istanbul’da gösterdiği etkiyle başlıyor. Kitabın ilerleyen bölümlerinde ise o dönemin toplumsal sorunlarına değinilmiş. Hukuk sisteminden, yaşanan adaletsizliklerden, dini kullanarak halktan besleneneye çalışan insanlardan bahsediyor. Kitabı okuduğunuzda 100 sene önceki Türkiyeyle şu an ki türkiye arasında gram fark olmadığını, 100 yıl içerisinde bir arpa boyu yol katedilemediğini (zaten biliyoruz ama) bir kez daha göreceksiniz . Tavsiye ederim güzel ve akıcı bir kitap
Hakka Sığındık
Hakka SığındıkHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,403 okunma
508 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
İki Şehrin Hikayesi
İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ-CHARLES DİCKENS İki şehrin hikayesi gelmiş geçmiş en çok satan kitap, yazarın “yazdığım en iyi hikaye” dediği kitap. Bence de Charles Dickens’in yazdığı en güzel kitap bu. Eğer Charles Dickens’in kitaplarını okumaya karar verirseniz ilk İki Şehrin Hikayesinden başlayın derim . Yazar devrime sebep olan, soylu sınıfının ve aristokratların zulmünü, halka yapılan haksızlık ve adaletsizlik gibi etkenleri ele alıyor. Kitap ihtilal öncesi ve sonrası olarak iki bölüme ayrılabilir fakat ihtilal öncesinde ve sonrasında çok değişiklik yok, ihtilal öncesi yapılan zulüm ve adaletsizlikler sonrasında da devam ediyor. Devrimle beraber gücü ele geçiren nefret, kin ve intikam alma duygularıyla dolu halk, aristokrat sınıfını tek tek idam ediyor. Fakat yıllarca ezilen insanlar, zalimlerin yerine geçtiğinde içlerinde biriken öfke, onları aristokratlardan, asilzadelerden daha zalim olmasına neden oluyor. Halk adalet adı altında bir çok adaletsizlik yapıyor, suçluların yanında bir çok masum insanıda cezalandırıyor.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin Hikâyesi
Charles Dickens
Charles Dickens
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202257,8bin okunma
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.