Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Razmuhi

240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Evlatlik olarak geldigi evde hizmetci olarak cok kotu sartlarda yasamaya cabalayan, yasadigi hayat ile hayal ettigi dunya cok farkli olan bir genc kiz ve yasantısi etrafinda donen olaylar. 40 yasini gecgin, anne ve bekar teyzesiyle yasayip ne istedigini bilmeyen hayata küskun, kendine ve herkese kızgin bekar bir erkek. Modernlesmeye baslayan dunyaya adapte olmaya cabalayan, koylulugunden utanan annesi ve kıskanc, dedikoducu teyzesi. Karakterlerin hicbiri golgede kalmiyor, hepsinin hikayesini azda olsa yansitiyor yazar. Toplumsal baskı, toplumun kadına bakis acisi, toplumun yasayis tarzi, gencligin durumu cok guzel islenmis. Türklerin, Ermeni ve Yahudilerin bir arada yasadigi bir İstanbul romani okudum. Oyle guzel yansıtmiski Zaven Biberyan, kendinizi olaylarin icinde buluyor orda yasiyorsunuz adeta.
Yalnızlar
YalnızlarZaven Biberyan · Aras Yayıncılık · 2016174 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
Vahram Mavyan, Gülbekyan Vakfı'ndaki görevi dolayısıyla dünyanın çeşitli yerlerindeki Ermeni topluluklarını yakından gözlemiş, bu dağılmış halkın içinde bulunduğu duruma ve geleceğine dair saptamalarda bulunmuştur. Mavyan öykülerinde, batıda yaşamaya karar veren Ermenilerin yüksek yaşam standartları uğruna "öz kimliklerini, dillerini, kültürlerini", bir başka deyişle "yaşantılarına renk ve anlam katan pek çok öğeyi" yitirdiğini vurgular. S.10
Her Yerde Ermeni Var
Her Yerde Ermeni VarVahram Mavyan · Aras Yayınları · 20073 okunma
174 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Bu kitap adini kefeninin kara olmasıni isteyen bir nenenin vasiyetinden alıyor. Kefenide bahtı gibi olsun istiyor olmeden once kefenini baş ucuna asıyor vasiyetini yerine getiriyorlar. Gömüyorlar ölünce bahti gibi kara kefeniyle. Birçogu eşini, çocugunu, anne, baba, abisini kaybetmiş, ölumlerine şahit olmuş, gözlerinin onunde yaşanan dehşetin travmasını atlatamadan başka bir kimlikte başka bir yaşama mahkum olmus kadınlar. Birçogu bir yakınını bulma, görme umuduyla, acısıni icine gomup yaşama tutunmaya çabalamıs, çoğu bu hasretle bu dunyadan göçup gitmis kadınlar. Bu kitapta anlatilan öyküler anlaticiları tarafindan "kurtarılma" olarak anlatılıyor ama bu kadınlar kafilelerden çoğu cok kucuk yasta iken kaçırılan kadınlar. Ve anlatıcıların devamlı "nenem çok guzelmis, dedem o yuzden kurtarmıs" "Ermeni kızlarından en guzellerini almıslar" gibi soylemleri dikkat cekici. 5 ile 16 yaş aralıgindaki kızlar ama güzel! Ermeni kızlarını sürgün kafilelerinden kurtarıp! yani kaçırıp dördüncü, beşinci es olarak alan kürt aşiret reisleri, 3-4 evlilik yapmıs yaşli ya erkek cocugu olmayan ya da sırf zevkine evlenen şahıslarla evlendirilen kadınların dramı var burda. Kurtariciları! tarafindan kuma alınan bu kücuk kadınlar önce müslumanlaştırılip( ki nikah sırasında yapılıyor bu) ev isleri, tarla isleri, kuma geldigi kadınların cocuklari, sonra kendi cocukları, vb.bütun agir isleri yuklenip yasamaya calisiyorlar. Ve zamanla kürtlesip kimsesiz kimliksiz yaşıyorlar.
Kara Kefen
Kara KefenGülçiçek Günel Tekin · Belge Yayınları · 201633 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
1997 ve 2000 yılları arasında Yeni Yüzyil ve Yeni Gundem gazetelerinde yazdığı köşe yazılarından bir seckidir kitap. Mizahi diliyle ağlanacak hallere bile guldurebilen yazarın ülke gündemine, hükümet ve halkın durumuna dair yaptiği tespit ve elestiriler isabetli.Yillar sonra Mesut yilmaz, Suleyman Demirel ve o donemin "Sayın" larıni tekrar gorunce (cok memnun olmadim) onlarin uzun zamandır sahnede olmadiğinı ama bugunlerinde o gunlerden pek bi farkınin olmadığını farkettim. Margosyan'in mizahı diline alışınca büyuk zevkle okuyorum artık kitaplarını.
Kürdan
KürdanMıgırdiç Margosyan · Aras Yayınları · 201618 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Hayatın icinden kısacık ama bir o kadarda anlamli öykuler. Yayınevinin indirimiyle adıyla dikkatimi ceken elime aldığim gibi bir daha bırakamadığim, cogu yerde kahkaha attıran bazen huzunlendiren cok cok guzel 7 oykuyu icinde barındıran bu kitabın oyku sevmeyenlere bile sevdirecegini dusundugum bir eser.
İşyerlerine Akşam Vakti Çöken Hüzün
İşyerlerine Akşam Vakti Çöken HüzünMert Balaban · Aylak Adam · 201529 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Yola cikan ve bir daha dönmeyenlerin, geride kalanların onlara dair hatiralari. Geri donmeyi basarıp her seylerinin talan edilip, tum yakınlarının yok edildigini gorenlerin bir omur bu acıyla yasamaya mahkum olanların oykuleri. Acı hatıraları.
Ve Yola Çıktılar
Ve Yola ÇıktılarAnais M. Martin · Evrensel Basım Yayın · 20158 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Suriye İç Savaşı boyunca yerinden edilen, zulme uğrayan, yakınlarını kaybeden, barbarlıkla mücadele eden halklara, Halepsizlere giriş cumlesiyle halklara ithaf edilen bu kitap, sürece tanıklık eden, evini, işini, toprağını terketmek zorunda kalan ve göç ettigi yerlerde yaşama tutunmaya çalışan insanlarla yapılan görüşmeleri içeriyor. Kürtlerin, Türklerin, Arapların, Ermenilerin bir arada yaşadigi Halep şehri ve Savaş surecinde yaşananlar, dengelerin alt ust olusu, paranın dolar karşısinda bir anda erimesi halkın bu yuzden fakirlesmesi. Gunlerce hatta aylarca su ve temel ihtiyacları erisimin olmayısı, elektrigin bazi mahallelere para karşılı jeneratörle saglanması, devamlı bombardıman altında olan bir şehrin icinde yasama tutunma çabası.
Halepsizler
HalepsizlerSerdar Korucu · Aras Yayıncılık · 20185 okunma
113 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
İnsanın sevdiklerini kaybetmesi nasıl bir duygudur? Kaybedip bir daha izine bile rastlayamamak? Anne, baba, kardeş, amca, kuzen, dede, anneanne, babaanne, dayı. Birini kaybedince nasıl da üzülür insan. Peki ya onlardan koparılıp, yabancı birileri, yabancı bir dil, din, külturle büyümek zorunda olmak? Başka bir isimle, kimlikle bir başkası olmaya zorlanmak? Yıllarca bu acılarla yaşamak. Yıllarca özlemle yaşamak. Aceba öldüler mi? Yaşıyorlar mı? Neredeler? Ya da nerede öldurulduler/ölduler? İnsan gördüğü onca vahşete rağmen delirmedende yaşayabiliyor ama acı icinde, ozlemle hep eksik kalarak. İçlerine gömüp sakladıkları onca acı hatıralarla sır gibi sakladıkları acılar, kimlikler ve geçmişleriyle kim bilir kaç tane anneanne, babaanne, dede aramızda sessizce yaşayıp göçüp gidiyor. Kitap Avukat Fethiye Çetin'in çok sevdigi Seher ama asıl adı Heranuş olan anneannesinin anılarının anlatımlarıyla oluşmuş. Heranuş'un bir dilegi bir temennisi vardı anarken geçmisi boyle anardı. "O Günler Gitsin Bir Daha Gelmesin".
Anneannem
AnneannemFethiye Çetin · Metis Yayınları · 2004364 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kendi olamamış, amaçsız başı boş 4 serseri. Yanlış yöntemlerle yetiştirilmis, benlikleri doyurulmamıs 4 serseri. Kendi olamamıs, kapitalist sistemin sindirip tükürdüğu 4 kisi. Amaçsız, ne yaptıklarını ne yapacaklarını bilmeyen 4 genç. Maddi anlamda güçlü olmayanın açlıktan, yoksunluktan, yokluktan öldugu bir sistem. Aile nedir? Neden gereklidir? Bu noktada bu sorular ve cevaplar onemlidir. İnsan yavrusu bilinçlenene kadar beslenip, bakılması midesi ve yüregi doyurulması gereken en zor yaratıktır. Bilinç düzeyi düşük, amaçsız ebeveynler tarafından yetiştirilen çocuk ne yazık ki hayata tutunabilecek öz yeterlilige kavuşamaz. İşte bu yüzden sokaklar bu çocuklarla doludur. Sevgi yoksunluğu, parasızlık, kimsesizlik, yalnızlık. Sonuç sokaklar, açlık, madde ve alkol bağımlılığı,itilmişlik, ötekileştirilme, kendi olamama, hiçbirsey olamama. Aile gereklimidir? Evet kuşa uçmayı öğretene kadar gereklidir. Ama sadece oraya kadar. Hayvanlar bu isi cok guzel yapıyorlar ama insanlar hala bocalıyorlar. Durum boyle olunca sistem her halukarda kimden nasıl faydalanacagını bildigi icin geri donusumunu sagliyor bu insanların. Genelevler, cocuk esirgeme kurumları, hapishaneler ve tımarhaneler ve kumarhaneler sistemin kurbanlarının geri donusturuldugu kurumlar haline geliyor. Sistem karşıtı oldugunu soyleyip alkol kullananda o'na hizmet ediyor, çalışanda o'na hizmet ediyor, okuyanda o'na hizmet ediyor okumayanda. Sistemin carklarina yeni disliler ureten evlilik kurumuda o'na hizmet ediyor yani her şeyi paraya nasıl çevirecegini bilen bir yapının içindeyiz. 26 Temmuz 2017
Piç
PiçHakan Günday · Doğan Kitap · 20199,5bin okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Ohannes Kondayan, ailesinin kullandığı ismiyle Aram, 1905'te İzmit'in Bardizag(Bahçecik) ilçesinde dogdu. 1915 yılında ailesiyle birlikte Suriye'ye sürülmek üzere yük vagonlarında Orta Anadolu'ya kadar getirildi. Konya Ereğlisi'nde bir süre tutuldukları kamptan Protestan Almanların müdahalesiyle çıkarılan aile, Konya'ya yollanarak 1.Dünya Savaşı süresince Konya'da yaşadı. Savaştan sonra İstanbul'a yerleşti. Ohannes Aram Kondayan, Robert Kolej'de okudu ve mezun olduğu 1927 yılında matematik hocası olarak hemen işe alındı. 1969 yılında emekli olana kadar --41 yıl-- Robert Kolej'de hocalık yaptı. Ohannes 1970 yılında ailesiyle birlikte Amerika'ya yerleşince resim yapmaya başladı ve gençlik günleri ile bağlantılı anı-hikayeler yazdı. 2002 yılında, 97 yaşında, Lexington, Virginia'da vefat etti. Bu eser Betty Kondayan'ın eşinin vefatından sonra hic dokunmadığı çocukluk anıları, bazı çocukluk izlenimlerini hikaye ettiği yazılarıyla seçtiği on hikayeyi ve ohannes'in yaptığı bazı resimlerle aile fotograflarının Virginia'da bir kitapçık olarak 2007'de yayınlanmasıyla oluştu. Kitap Boğaziçi Üniversitesi yayınlarından Nüket Esen'in çalışmaları sonucu Türkçeye çevrilip yine onun önsözüyle Türkiye'de yayınlandı. Önsözden: Kalıplaşmış siyasi söylemler yerine herhangi bir insanın biricik olan hayatında yaşadıkları, düşündükleri, hissettiklerini aksettirerek yüreğe işledikleri için kayıtsız kalınamayacak "belgeler" oldu bu hikayeler. Bu kitap da onlardan biri... Nüket Esen/2009
Sandıktaki Hatıralar
Sandıktaki HatıralarOhannes Aram Kondayan · Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi · 20137 okunma
Reklam
290 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Çürümüşlüğün, kokuşmuşluğun her turlu ahlaksızlığin normalleştigi bir dunyada temiz kalmak için, herkes gibi olmayı reddeden, ailenin, toplumun, patronun kolesi olmayı reddeden kendi hür iradesiyle hareket etmek isteyen Bir Filiz Vardı. Yasadıgı herseye rağmen umut eden, teslim olmayan Filiz. Parasızlığın, fakirliğin, sefaletin, cehaletin, ikiyüzlülüğün kol gezdigi sokaklarında, şehrinde daha iyi bir yasam icin cabalayandır Filiz.
Bir Filiz Vardı
Bir Filiz VardıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2020498 okunma
525 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
23 Aralık 1938 Diyarbakır doğumlu Mıgırdıç Margosyan'ın anıları. "Kafle"ler halinde Der Zor'a sürulen, sürgun sırasında bölge köylüleri tarafından alınıp büyütülen babasının hatıraları, anlatımları. Margosyan'ın ana dilini öğrenmesi için İstanbul'a yollanması. Bazen güldüren, bazen hüzünlendiren. Çocukluğunun geçtiği Gavur Mahallesine, Demirciler Çarşısina, gezintiye çıkarıyor okuyucuyu. Kitap baskıya hazırlanırken 14 ekim 2006'da Amerika'da vefat eden, dayısı ustası Demirci Haço'ya Ustam, varsın bundan böyle Diyarbakır Demirciler Çarşısı'ndaki Örslerin kulağı çınlasın, anın bir de bu kitaplarda yaşasın. dizeleriyle adadığı bu kitabı, Diyarbakır'ı, Ermenileri, Diyarbakır sokaklarını, bir zamanlar müsluman, hırıstiyan, topluluklarının birarada yaşadığı o günleri gormek isterseniz Margosyan bu güzel kitabıyla sizi bekliyor
Tespih Taneleri
Tespih TaneleriMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2000192 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bu kitap, Antranik(Yeritsyan) adlı yazarın 1900 yılında Tiflis'te yayımlanan Ermenice kitabının çevirisidir. Dersim bölgesinde yaptığı seyahatin notlarıdır. kitap iki bölume ayrılmıs birinci bölümde Dersim'e Seyahat süreci işlenmis. İkinci bolumde Dersim coğrafyası ana başlığı altında doğal konumu, bitki örtüsü, madenleri, Dersimlilerde Din, Ritüeller, Dersimlilerin Fiziksel ve Ahlaki özellikleri, birlikte yaşadikları halklarla ilişkileri, yaşamları ve Osmanlılarla Çarpısmalarını yazmış.
Dersim: Seyahatname
Dersim: SeyahatnameAntranik Yeritsyan · Aras Yayıncılık · 201220 okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Ordu'dan, Tokat'tan, Kayseri'den, Sivas'tan, Malatya'dan, Yozgat'tan konuşan Ermeniler. Dedelerinin, anneannelerinin, babaannelerinin, babalarinın ve kendi tanıkliklarıni anlatan Ermeniler. Bir zamanlar kilise ve camilerin bir arada olduğu, çan ve ezan seslerinin birbirine karıştığı, Süryanilerin, Ermenilerin, Alevilerin, Turklerin ve Kürtlerin birarada yaşadığı. Kültürlerin gelenek ve goreneklerin iç içe karıştığı, insanların birbirini dini,dili, ırkıyla yargılamadığı o güzel günlerden hatıralar ve ne yazik ki (keşke olmasaydi) o insanların bu topraklardan kopuşunu 1915 öncesi ve sonrasında yaşadıklarıni, 6-7 eylul olaylarını, gayrimüslimlerin Türkiye'de yaşama mücadelesini ayrıştirıcı ve suçlayıcı dilden uzak, aslında hepimizin özlediği o her dilin, kültürün, her dinin saygı gördüğü, farklılıkların sevildiği, hic kimseye sırf dilinden, dininden, yaşayıs tarzından dolayı nefretle bakılmadığı o guzel gunlere ozlemi anlatan insanlar. Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, Kürtler, Ezidiler bugunun azınlıkları. Buralardalar hâla, Anadolu onlarında yuvası. Anadolu onlarında toprağı evet dertleri toprak ama gelip yerleşmek için değil, gelip o toprağın dibine gömülmek o toprağın kendisi olmak. Hrant Dink Vakfı, 2007 yılinda yaşanan büyük acıdan sonra ( 19 ocak 2007 Hrant Dink vurularak öldürüldü) benzer acıların yeniden yaşanmaması, Hrant Dink'in daha adil ve özgür bir dünyaya yönelik hayallerini, dilini, ve yüreğini, yaşatmak amacıyla kuruldu. Etnik, dini, kültürel ve cinsel tüm farklilıklarıyla herkes için demokrasi ve insan hakları talebi, Vakfın temel ilkesidir.
Sessizliğin Sesi 1
Sessizliğin Sesi 1Kolektif · Hrant Dink Vakfı Yayınları · 201217 okunma
116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Bu kitap bir davet... Yüreğe, sevgiye, vicdana, topyekün insanlığa bir davet... Bu dünyaya, hepimizin ruhuna damgasını vurmuş, bir dokunuşla bizi yumuşatmış olan bir eylem adamının yadigârı bu... Etyen Mahçupyan Haziran 2008 "Gelin önce birbirimizi anlayalım... Gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim...Gelin önce birbirimizi yaşatalım." Diyen ölülerin yarıştırılmasından vazgecilmesi gerektiğini savunan Dink'in kaleminden barışa adanmıs bir kitap. Yapıcı uslubu, çözume odaklı bakış açısı, normalleşme sürecine girilmesi icin harcadığı çabayı okuyabileceğiniz bir eser.
İki Yakın Halk İki Uzak Komşu
İki Yakın Halk İki Uzak KomşuHrant Dink · Hrant Dink Vakfı Yayınları · 200865 okunma
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.