500 yıl önce Erasmus tarafından yazılmış. İnsanları anlatan bir eser. Yazar çocuklardaki çevresine olan duyarsızlığı, bilgisizliği, cahilliği, öğrenmemişliği vb. bir çok şeyi yaşlanınca da ( bunama) unutma sonucunda aynı duruma geldiğini söyleyerek o zaman bu insanların daha mutlu olduğunu vurguluyor. Yoksa bilge bir yaşlının o güne kadar yaşadığı her şeyin verdiği tecrübe ile çekilmez birisi olacağını ancak bu duyguları unuttuğu zaman ölümü daha kolay karşılayacağını, çevresini daha az rahatsız edeceğini vurguluyor.
Din adamlarının, hükümdarların insanları kullandığını, cahil insanların delilikle mutlu, bilge insanların akıllılarının -olan bitenin farkında olanların- ise mutsuz olduğunu anlatıyor.
Halkını yönetenlerin layıkı ile bu işi yaptıkları takdirde çık zor şartlarda kahrolacaklarını. Ama böyle yapmadıklarından bu işe gönüllülüklerini, bu hükümdarların çevresindeki cahil, dalkavuk insanları ve onların mutluluklarını anlatıyor.
Gene hükümdarlarım her yaptığı işin halk tarafından bir şekilde doğru olduğuna inandırıldığını bunun da halkın deliliğinden ( cahilliğinden) kaynaklandığını vurguluyor.
Halkın koyun bunları yönetenlerin de çoban olduğundan bahsedip dinin hep halkı kandırmak için kullanıldığından, papaların babalık yapacağına, lüks hayat içinde göstermelik hareketler yaptığından bahsediyor.
Herhalükarde 500 yıl önce ile şimdinin aynı olduğunu başrol ve figüran oyuncuların aynı rolleri devam ettirdiklerini görüyoruz.