Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Rojder
Rojder
@Rojder72
Belê erebo
Belê tirko
Belê fariso
Çi heqê te ser welatê min heye ?
...
Öğrenci
Êlih
288 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Sıfır noktası neresidir ?
Bir başlangıç mı yoksa son mu? Kim tarafından çizilmiştir bu sınır bu çizgi bu uçurum ? Kadınların değersiz fakat kullanışlı olduğu bir toplumda doğmak yaşamak ve buna inanarak ölmek. Kadını denetliyor , din adı altında sömürüyor ve iradesizleştiriyor bazı insanlar. Örneğin erkeğe sadık kalmaları için bir yol olan kadın
dad
Adalet değilse nedir aradığın?
Arayıp da bulmaya fırsatımız olmayan adalet . İster adaleti arayalım ister hakikati boş bir çabadır . Çünkü bulduğumuza inanıp her seferinde hakikat yalanlarının boşluğunda buluruz kendimizi . Her ne var ya da yoksa bizim biraz da mutlu olmamızı bekliyor , aramayın yaratın der gibi .. yarattıklarımızın da bi faydasını görmüyoruz, her biri kocaman çöplüklere dönüşüyor. Selahattin Demirtaş da toplumun oluşturduğu çöplüğü anlatmış ilk hikayesinde .
Çöplük seçilmiştir çünkü her şey tüm çıplaklığıyla ortadadır. Her atığın ayni yerde bitmesi bir eşitliğin var olduğunu göstermez. O atıkların her biri aslında sınıfların var olduğunu bariz bir şekilde gösterir. Adaletin , hakikatin yokluğunu orada fark edebilirsiniz ...
Yazar başarılı bir şekilde aşkın yıkıcılığını , pişmanlığı, farklı insanlardan farklı bakış acılarını sohbet eder gibi anlatmış. Özellikle kadın karakterlerin yazara kendi hikayelerini yazabileceklerini söylemesi erkeğin müdahale etmesinin bi gereği olmadığını anlatması çok hoştu. Kadınlara bir hayat borcunuz var , kadınlar babalarının desteğini isitiyor , kadınlar bekliyor ama nereye kadar ? Kadınlar mercimek tarlanız değildir !
Jina Mahsa Amini İranlı bir Kürt kadınıydı ... belki sürekli satır aralarında bir şeyler anlatmaya çalıştığına olan inancımdan dolayı okuyorum Selahattin Demirtaş 'ı :) Bilemiyorum artık..
Derya Asmîn Dîdem (DAD)
Asıl kötülüğün toplumsal gelenek ve kurguların olduğunu düşünen koyu bir anarşist ve ahbabının sohbetini okuyoruz kitapta . Kurgular neden kötüdür anarşiste göre? Çünkü doğal hakikatlerin üstüne çökerler. Doğal hakikatlerden kastımız doğal eşitsizlik vb. Anarşizmin doğal eşitsizliklerle alakası yok istediği şey ise özgür toplum . Toplumsal kurguları sadece toplumsal devrim yok edebilir. Bir kaç sermayedarı öldürmek yok etmez çünkü sermayeyi isteyebilecek bir sürü insan var . Mesele sermayeyi yok etmek . Anarşistin toplumsal kurgularla mücadele yönteminin-istifçilik ,vurgunculuk - zorunlu koştuğu şartlar yeni bir tiranlik yaratmadıysa da katkısı olduğunu görebiliriz. Herkes kendi kendini özgürleştirmelidir kimse kimseyi zorla özgürleştiremez böyle bir gücü olsa bile onların özgürlüğünü elinden almış olur . Ayrı ayrı yol al ve aynı noktada buluş kaybedilenler generalin suçu değildir. Bankerlik tek anarşist eylem değildir. Çünkü bankerin eylemleri bankeri ezecek . Yeni bir tiranlık yaratılacak belki de :) iyi okumalar .
Okur Takip Önerileri
Min çend guhertin çêkir :))
Ev çîrok di nava xelkêda tê gotin . Hozanê mezin Ehmedê Xanî jî vê pirtûkê sala 1695'an temam kirîye . Nav welatê me de pir tê naskirin . Lê ji ber ku pirtûk bi herfên erebî hatiye nivîsandin kes nikare bixwîne . Lê niha ? Kes dîsa naxwîne ... Xanî di vê pirtûkêda qala evîna Mem û Zîn dike. Ma kî evîna Mem û Zînê naxwaze? dibe ku hûn nexwazin ... Dema ku pdf ya vê pirtûkê dixwend, min dît ku hin rêz tunebû . --Beşa "" Derdê me ""-- Em dikarin texmîn bikin çima ! Hozan ji tirka û farsî re dibêje Namerd û kûnd . Kêfa min hat. :)) û min nû fêm kir ku Mem û Zîn kî ne ! ... Gelek ji şêwaza Ehmedê Xanî hez kir . Ev çîrok ji me re diyariyek mezin e. Bi Kurdî bixwîne ; Bi Kurdî bifikire ;Bi Kurdî bijî .
Şiirlerini kirletmek istemem fakat kabul edersen şiirlerinde payıma düşeni , kalbimden düşeni alayım .
"Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm ..."
Paris yansın hocam siz sarılmadıktan sonra sevdiğinize ...
Bu sarı sıcaklarda onu düşünüyormuşsunuz yapmayın bu sıcaklarda insan kendini unutur en azından ben ... Şair serbest tarzda yazmış şiirlerini . Okumanız bir kaç saatinizi alır ömrünüzden ne kadar alır bilmiyorum. İyi okumalar
Bize ölümü anlatamadılar her gece ölürken düşüncelerle . Ben düşünürken öldüm ama o ... bilmem ben nasıl ölünür ki ? Ölüm hakkında pek bir bilgim yok dedim ya anlatamadılar .Biz sessizce yaşıyoruz onlar çığlıklar içinde ölüyorlar . Onlar ölüyor ama yine biz kaybediyoruz savaşmadan ... yine de inanıyorum sana ,ölüm yok bu dünyada . Ben gitmedim ama sen gittin harf harf dağıldım, toplayamazsın çıkarırlar ... toprağı seçen sensin ,idamı reddeden biziz ama kaybeden yine biziz ... Bu kadar artık bir kuş yok göğsümden maviye uçan..
Hey cesur yeni dünya fark et
Kuluçkalama merkezinde yapılan şartlandırma ve hipnopedya yöntemleriyle tüm düşünceler hiçbir zaman aksini düşünce ile değiştirelemeyecek şekilde aşılanıyor. Ki zaten şartlandırmaların amacı budur kaçınılmaz yazgıları sevdirmek. Aile kavramı gibi değerler argo ve müstehcen bir kelime olarak geçiyor . Çünkü herkes herkese aittir . Yani özel bir bağ yok aranızda . Çarkların sahibine itaatkar adamlar gerekli. Yani Alfa , beta , gama , delta , epsilon gibi yine bir sınıflandırma var fakat mutlular ( ! ) Tutsak ama mutlu nasıl da yapay koktu :) yapay bir mutluluk bu . Doğaya karşı çıkıyorlar kır çiçekleri ve manzara gibi bedava şeyler birer kusur . Neden mi ? Çünkü bedava bizim için bedava olması güzel ama onlar için sorun , insanların yaptığı eyleme doğanın gücü yetmez peki ya Tanrı 'nın ? O nerede ? Onlar için o yok .Varsa da yaratılan O ... Hayata kendi mutluluğumuzun penceresinden bakmak gerek hayatın içinde mutsuzluğun da varlığını unutmadan , penceremizin camları kırılabilir de . Her şey yapay olmak zorunda değil sevgimiz, bağlarımız düşüncelerimiz... kesinlikle tavsiye ediyorum . Huxley biliyor evet biliyor böyle olacak...
Pirtûkek pir xweş bû
Şaneşîna dil pirtûka helbesta ye. Helbestên Feysel Ozdemîr, yek ji wan binevşên li ber palê çîyayekê , li kêlaka gundekî û li ber şiverêya bêrîvanan bejn davêje. Bi zimanê me yê sade û ji nav dilê me dinivîse . Bi dilê me lê dilê qirêjî lewra em zimanê xwe nizanin. Ji bo evîndara helbest nivîsandî ye Feysel Ozdemîr. Lê xort û keçên delal pêşî zimanê xwe hez bikin paşî ye mirovan lewra zimanê me , me ji bîr nake . Dîroka me çîroka me bi zimanê me xweşe.. dergûşa Şaristaniye Mezopotamya û zimanê kurdî gelek girînge . Li helbesta Zêwa Evîndaran nivîsandî ye "lewra ez birîndarimji kezebê " Em jî birîndarin ji kezebê û ji welatê xwe . Lewra welat bêdenge . Yan barana nîsanê birînên me paqij bike yan ava evînê .Ez nizanim .
Gerek var mı ki ?
Çağdaş bir aşk hikayesi olarak *da * nitelendirilebilecek olan Efsun ... Buradaki bağlaç olan 'da' aslında farklı bir açıdan da bakmanızı sağlayabilir. Kendimizi biraz riske atarak anlamaya çalışmak gibi bir çabamız olmalı . Anlayanın ve düşünenin vay haline . Genel olarak barıştan bahsediliyor kitapta en çok bahsettiğimiz fakat ne kadar istediğimizi gösteremediğimiz barış belki de hiç istemediğimiz . Farkında olmasak da hep bir genelleme , suçlu arayışı ve üstünlük peşindeyiz. Bunlar bir araya gelince de ırkçılık ortaya çıkıyor. Birilerinin hakkını şu kimselere yedirmeye alışığız aslında. Haksızlık yapmak çok kolaydır hele de güçlüysen bir söz ,bir bakış yeterlidir fakat haklı ya da ne haklı ne de haksızsan sadece mazlumsan öldürülmeye mahkumsundur. Burada filler tepişirken altta kalan çimenler oluyorsundur. Karıncalar filleri yiyebilir ama çimenlerinki zor iş ... Ortadoğu sorununu da dile getiriyor yazar bölgenin jeopolitik yapısı ve tarihi özellikleri dünya politikasında her zaman masalardadır belki de ceptedir de . Sağ olsunlar güçlü ülkeler finansal ve askeri desteklerini kesmemiş aynı hızla devam masum çocukları öldürmeye... Bir şey daha söyleyecektim ama neyse , şarkı çalıyor, gerek yok ...
Eminim şiirleri sizin de hoşunuza gidecektir . Değeri bilinmesi gereken bir şair bence , fark edelim onu ...
Kefenden daha soğuk bir örtüyle örtünüyor umutlar
Üşüyorum
Beni üşüyorum kendi ülkemde (Behçet Yani )
Karanlığını boğmaya yemin ettiğimiz ülke, karanlığına boğmuştu bizi. (Can Dündar)
Bir insan tümüyle günahkar ya da tümüyle kutsal olamaz . Genellemeler içinde çok kişi öldürür aslında. Büyük bir yanılgıdan ibaret iyi ve kötü gibi . Yanılgıyı da gerçeği de ara fakat aramaktan bulmaya fırsatın olmayacak . Her şey bizim iyi anımızı belki de sevmemizi bekliyor . Dünyayı da, kitapta dünyevi nesneleri sevmek yasaklanmıştır fakat bana kalırsa insanı hayatta tutan da dünyevidir. Siddhartha da nesnelere karşı bir sevgi duyuyor, Kamala ona sen hiçbir şeyi sevmezsin demişti .kendi oğlunu sevdi Siddhartha, hatta ondan da bekledi çocuk insanlara ikinci kez dönüştüğünü hissetti , ırmağa döndü bu ırmak neyi temsil ediyor . Acaba vicdanı mı? İyiye yönlendirme var mıydı ki . Belki de ırmağın delice akışı onları yönlendirendir . Hayatın sizi götüreceği Her yeri sevmek ... iyi hissettiren bir kitap tavsiye ederim
türk tarih kitaplarında Eyyübiler türk diye geçiyor. Selahaddin Eyyubî 'nin Kürt olduğunu bilmesek bunu da yutturacaklar diğer yalanları gibi . Niyetimiz türk tarih kitaplarında yer almak değil , Kürtleri türkmüş gibi göstermeyin kimseyi tek bir ulusmuş gibi de göstermeyin ... Champdor 'un deyimiyle İslam'ın en saf kahramanıdır Selahaddin Eyyubî kirletmeyin onu , onu inkar ederek. Tavsiye ederim kesinlikle , sizlere çok şey katacaktır .
Ayran' dan sonra Kağnı
Hocam her seferinde canımı yakmak zorunda mısınız ? Hikayeler hiç tanıdık gelmiyor bana çünkü bambaşka hikayelerin tanıdığıyım fakat işte sadece fakat ...
İnsan kalbini karmakarışık buluyor yazar insana asla yer olmayan insan kalbi insanlığı bitirdi ve hayatı da karmakarışık hâle getirdi... Kısa ve etkileyici hikayelerden oluşuyor kitap. İsyanlar görüyorum her satır başı her satır ardı. Bu kadar gürültüden sonra iyi hissettiren bir kitap . Okuyun derim
Kassandra embriyoları , onların doğmak istememesi beşeriyet için aşağılanma ve hakaret olarak algılanıyor . Oysa büyük bir tehlike . Biyolojik bir olay niteliği taşısa da dünyanın ruhuyla da ilgili . Bu embriyoların hayat mücadelesinden vazgeçmelerinin sebebini anlamak istemiyor kimse . Neden hayata gelmek istemiyor , korkusu ne , Genetiğin derinliklerinde saklı olan korku ne ? Gerçek şu ki dünyada insanlar dışında bir kötülük kaynağı yok ve embriyolarin korkusu normal ... okumadan önce Kassandra 'yı araştırınız yunan mitolojisinin bir kahramanıdır okurken bağlantısını hissedeceksiniz. Aytmatov kitaplarını kesinlikle okuyunuz derim .
İç sesim
İç sesim çok yoğun ve yoğunluk da köleliktir.Her yapıt yaratıcısına karşı çıkar ,iç sesim de bana karşı çıkıyor ve bir ateşte boğulacağız .Mutluyuz buna rağmen , mutluluğa direnmek bizim ne haddimize. Düşüncelerimizle dünyayı iyi bir yer yapamayız ama tüm gerçeklerin ,yalanların , aleyhine gerçekliğe bağlanıp kurtulabiliriz. Bağlandık ve birbirimizin kölesiyiz , tekrar özgür olmak istersek bu dünyayla bağlarımızı koparmaya mal olur. Mahkûm olmayı seçen biziz, idamı reddeden biziz, insanlığımızdan arınan biziz. Bizi telef edebilecek olan da insan olmaktır çünkü. Hayata bir faydamizin olmaması onu yavaş yavaş çürüteceğimiz sonra da toprağın bizi çürüteceği düşüncesi çok iyimser geliyor bana. Bunca gürültüye rağmen iç sesimize biraz zaman ayırmalıyız . Çünkü yokluğu fethetmemizin ve mutlağın bizi ezmemesinin anahtarı onda. Dış sesimizin iç sesimizi bastırmasına izin vermemeliyiz ... Akıcı ve güzel bir üslup . Bu güzel arkadaş ve çoğumuzun iç sesini kitaba geçirdiğiniz için teşekkür ederiz . Tavsiye ediyorum okuyunuz hemen yarar katmayacaktır size , siz bir adım atarsanız o da size bir adım atacaktır. İzin verin konuşsun saatlerce. İyi okumalar :)
·
Puan vermedi
Çok akıcı bir kitap Mustafa Kutlu genel olarak 7 - 8 hikaye yazar sonunda bütün hikayeleri birleştirir kitabında. Ama bu kitabında merkezde bir olay ve çevresinde gelişen olaylar vardı . Tavsiye ediyorum kesinlikle okunmalı .
Hayaller gerçekleşmeyebilir ama hatırlanır
Muhteşem bir kitap akıcıydıda ... Hayallerinin peşinden koşan iki arkadaş . John Steinbeck usta yazarımız fareler ve insanların taslağını yazdığında köpeği Toby taslağı yemiştir ve kendisi tekrar yazmış bunu bilmiyordum .İnsanların hayallerine ulaşma çabalarını tekrardan sorgulatacak, belkide birilerine geçmişi hatırlatacak bir kitap .
