İlk cildi okurken ara ara sıkıldım. Belki de peş peşe Rus edebiyatı okumamdan kaynaklandı, bilemiyorum. Ama ikinci ciltten sonra kitap daha akıcı hâle geldi. Eserde çok fazla karakter var. (Zorlananlar, Savaş ve Barış soy ağacına bakarak destek alabilir.) Tolstoy, o zamanki sosyal yapıyı, tarihî olayları, savaşın salt gerçekliğini, insanların karakterini sert bir şekilde önümüze sunuyor. Günler, aylar, yıllar, asırlar geçse de değişen tek şey teknoloji. Değişmeyen şey ise insan! Bu arada kitaptan kendime şu mottoyu çıkardım: Yaşanılanlar, yaşanması gerektiği için yaşanmıştır. Kişiler sadece yaşanılması gereken şeylerin yaşanmasını sağlayan araçlardır.