Bir kişinin mutlu olmak için başka bir fırsatı vardır - bu, başka birinin mutluluğuna sevinme yeteneğidir. Ancak yetişkinler bu beceriyi nadiren korurlar.
Ben sıradan düşünceleri olan sıradan bir insanım ve çok sıradan bir hayat yaşadım. Bana bir anıt dikmeyecekler, ismim çabuk unutulacak, ben aşkı tanıdım, bu bana yeter.
Gerçek şu ki, iyi ya da kötü insan yoktur. İyilik ve kötülük insanlarda değil, eylemlerindedir. İnsanlar sadece insan olarak kalır ve onları iyi ya da kötü ile bağlayan şey yaptıkları ya da yapmayı reddettikleri şeylerdir.
"Hepimiz vahşiye özlemle doluyuz. Bu özlemin kültürel olarak onaylanmış pek az panzehiri var. Bize bu tür bir arzudan utanç duymamız öğretildi. Uzattığımız saçlarımızı saklanmak için kullandık. Ama Vahşi Kadın'ın gölgesi gündüz ve gecelerimiz boyunca pusuya yatmış bir halde hâlâ varlığını sürdürmektedir. Nerede olursak olalım, arkamızda tırıs giden bu gölge kesinlikle dört ayaklı"
Çocukluğumun en nadide kitabı diyebilirim. 'Heyderbabaya selam' şiiri özellikle o dönemin kültürü ve köy hayatıyla ilgili, insanların fakir, ama mutlu yaşadıkları döneme ait fikir oluşturuyor. Melankolik bir havada olmasına rağmen, şiirde bahsedilen insanların saflığı içinizi ısıtıyor. Hep okurken anneannemi andığım ve gözlerimin her seferinde yaşardığı o satırlar :
Bayram idi gece quşu oxurdu,
Adaklı qız bey çorabın toxurdu,
Herkes şalın bir bacadan soxurdu,
Ay ne gözel qaydadı şal sallamak,
Bey şalına bayramlığın bağlamak.
Şal istedim men de evde ağladım,
Bir şal alıb tez belime bağladım,
Gulam gile kaçdım, şalı salladım,
Fatma xala mene çorab bağladı,
,xan nenemi yada salıb ağladı..
Yalan DünyaMuhammed Hüseyin Şehriyar · Azərbaycan Ensiklopediyası · 199013 okunma