Heyecanlanıyorum. Gövdem dinlenme halindeki hassas bir makine sanki. Başımdan gerçek serüvenler geçti.
…
Denizler aştım, ardımda denizler bıraktım, ırmakların kaynaklarına ulaşmaya çalıştım ya da ormanlara daldım ve görmediğim kentlere yöneldim hep. Kadınlarla yatıp kalktım, heriflerle dalaştım. Asla geri dönemedim, plağın geri dönememesi gibi. Bütün bunlar beni nereye götürüyordu? Bu âna, müzikle uğuldayan aydınlık yuvarlağın içindeki bu banka
And when you leave me.
Siz sevemezsiniz adaşım, siz şehirde yaşayanlar ve köyde yaşayanlar; siz birisine itaat eden ve birisine emredenler; siz birisinden korkan ve birisini tehdit edenler… Siz sevemezsiniz.
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki ? Kalbini mi ? Pekala ikincisine ? Gene mi o ? Üçüncü ve dördüncü de mi o ? Atma be adaşım kaç tane kalbin var senin ?
Bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir.