Bir kasırganın uğultusu. Fısır fısır konuşan okul çocuklarını hatırlatıyor. Fısıltı içinde konuştukları konu onlar için büyük duyan için bilmeyen için küçük bir mırıltıydı sanki, bilmek gerekti duymak gerekti . Sesle de kalmıyor, gözümün önünde, bir hortumun silik grisindeki karmaşanın döne döne yol alışı, seyrettiğim puslu manzarada yaşanıyordu belli belirsiz. Ellerimde bir soğukluk vardı; ev sıcaktı. Ateş cayır cayır yanıyor, odunların alevlere teslim olurkenki aldığı şekil çıtırtılar eşliğinde kulağıma uzanıyordu. Bir burukluk vardı, genzimi kurutuyordu. Ateşin sıcaklığı başkasını ısıtmazken bizleri ısıtması yük geliyordu içime...
Kıyıda köşede kalmış biraz üstü tozlanmış,
Kabul ediyim varlığı unutulmuş bir kaç yazdığım not buldum...
Serin güzel bı yaz gününden kalma
Aldım avuçlarimin içine soğuğu tenime çarpan odada .
Gözlerimi hiç olmadığı kadar serbest bıraktım
Zihin durduran soğuğun içinde
Ne korkmak istedim duyulmaktan bu kez
ne de görünür olup aglamak zulüm geldi gözüme,
İçimi sıkan ne varsa
Bu aklımda dolanıp duran
Avcumun içinden uzak değildi
Yapmadım, uzaklaştıramadim
Oturdum dedim ya , bekledim o anlatsın
06.04.21