Demokrasi Abraham Lincoln'ın, "Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, birtakım insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız," prensibi üzerine kuruludur.
Ataman Tangör, Psikoterapide Zamanı Yaşamak adlı kitabında şöyle yazmış. "....Bu yaklaşım, varoluşçuluğun ölüm-yaşam diyalektiğine benzer; ölüm korkusu kötü yaşanmışlığın bir sonucudur.
"Hatta, henüz icat edilmemiş silahlar da insanoğlunun içindeydi. Yani, insanlar bir savaş alanıydı. Ceket, gömlek, pantolon ya da etek giymiş, hatta kravat takmış, traş olmuş, kokular sürmüş bir savaş alanı. Gülümseyen bir savaş alanı. Öpen hatta, okşayan, konuşan, susan, çiçekler alıp çiçekler veren bir savaş alanı... Peki, bir barış bahçesi olamaz mıydı aynı insan? Şöyle, güllerin kuş cıvıltılarına, kuş cıvıltılarının güllere karıştığı, mutlu yüzlerle dolu rengârenk bir barış bahçesi?"
Bir hak veya hürriyetin özü, onun vazgeçilmez unsuru, dokunulduğu taktirde söz konusu hürriyeti anlamsız kılacak olan aslî çekirdeğidir. Dolayısıyla bir hak veya özgürlük sınırlandığında hiç kullanılamaz hâle geliyorsa hakkın özüne dokunulmuş demektir.