Kendi yoluna gitmesi bu denli mantıklıyken, Onu ikna edecek bir sürü sebebim varken, uzunca bir süre gözlerindeki bana baktığında aklımda tek bir düşünce vardı: Gitmesini istemiyorum. 
Hades’in Boynuzu Cehennem’in Kapılarını açan anahtarlardan biri ama ona bakılırsa, işin aslı, ondan iki tane varmış. Bunlar şeytanın kendi elleriyle kestiği ve kraliçesine sundu boynuzlarıymış. Cornicellomu kavradığında fısıltılarım ve mırıltıların doğru olduğunu hissettim. Gücümün kaynağı. Emilia ile ben, şimdi çözemediğim sebeplerden ötürü, ömrümüz boyunca şeytanın boynuzlarını takmışız.

Eğer şeytan bunları kraliçesi ne verdiyse bizim elimize nasıl geçtiler?
Bana doğru bir adım attı. “Beni can sıkıcı bulduğunu düşündüm.“
Bir adım daha. “Buluyorum,“ derken nefesim boğazıma takılıp kaldı. Edan’ın bakışları beni yakıp geçti ve sözlerime rağmen bedenim onun yaklaşmasına karşı alarma geçmemişti. “Çok can sıkıcı. Ve imkânsız.“
“Ve kibirli,“ diye mırıldandı Edan. Burunlarımız birbirine değdi.
“Kibirliyi unutmayalım lütfen.“
“Nasıl unuturum?“ Dedim soluksuzca.
Ayaklarımı yerden keserek beni kendine çekti ve öptü.

“Tanrım Elisabeth, faytonumda metal çubuğu ifritin suratına geçirdiğini gördüğüm andan beri aklımı senden alamıyorum. Nasıl anlamadın Silas bana haftalardır gözlerini devirip duruyor”
“ Bir büyücünün yapabileceklerini hiçbir zaman küçümsemem. Ne kadar iyi nazik ya da güvenilir görünseler de yapabilecekleri şeylerin boyutunu kendi gözlerimle gördüm,”
“Ona değer veriyorsunuz efendim, yıllardır hiçbir şeye böyle değer verdiğinizi görmedim.” Nathaniel ağzını açınca, “İnkar etmeye kalkmayın,” diye ekledi. “ buradan gitmesini bu kadar ısrarla istemenizin başka bir sebebi yok.”