Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Süleyman Mevlid Uzun

Süleyman Mevlid Uzun
@Smevlid
Okuduğum/okuyacağım kitapları listelemek için kullanıyorum
19 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Bu yalan dışında, ya da bu yalanın sonucu olarak, İvan İlyiç’e en acı gelen şeylerden biri de hiç kimsenin ona onun istediği gibi acımamasıydı: İvan İlyiç bazen, özellikle de uzun acı dönemlerinin ardından, bunu itiraf etmek ne kadar utanç verici de olsa, kendisine hasta bir çocuğa acınır gibi acın­masını istiyordu. Tıpkı çocukları okşayıp avutur gibi onu da öpsünler, sevip okşasınlar, başucunda gözyaşı döksünler istiyordu. Göğsünü döven gümüşsü sakalıyla koskoca bir mahkeme üyesi olarak böyle bir şeyin kendisi için imkânsız olduğunu biliyor, ama yine de istiyordu işte.
Sayfa 57
Reklam
Kiesevvetter’in Mantık kitabındaki “Gaius insandır, in­sanlar ölümlüdür, o zaman Gaius da ölümlüdür” şeklinde­ ki tasım örneği ona ömrü boyunca doğru gelmişti, ama hep Gaius bağlamında; kendisiyle hiç ilintisi olmadan. Evet Gaius insandı, ama sıradan bir insandı, o bakımdan da bu önerme onun için tümüyle doğruydu; ne var ki İvan İlyiç Gaius değildi, sıradan bir insan da değildi; o her zaman herkesten farklı, özel bir varlık olagelmişti. O Vanya’ydı, çocukluğu, ergenliği ve gençliği anne babasıyla, kardeşleri Mitya ve Völodya’yla, oyuncaklarıyla, arabacıları ve dadı­sıyla, sonra Katenka’yla ve daha nice sevinçlerle, hüzünlerle geçmişti. Hiç Gaius, Vanya’nın üzeri deri şeritli sevgili to­punun kokusunu bilebilir miydi? Gaius hiç annesinin elini Vanya gibi öpebilir miydi? Gaius’un annesinin elbisesinden de, Vanya’nın annesinin ipek elbisesi gibi hışırtılar yükselir miydi? Hukuk okulunda börek yüzünden başkaldıran kimdi, Gaius mu, Vanya mı? Peki Gaius hiç onun kadar âşık olmuş muydu? Hadi Gaius da onun gibi bir duruşma yönetsindi bakalım! Gaius hiç kuşkusuz ölümlüydü, bu yüzden ölmesi son derece doğal, ama benim ölmem, Vanya’nın, İvan İlyiç’in öl­mesi... bütün o duygularım, düşüncelerimle ben bambaşka­yım! Benim ölmem olacak şey değil! Tek kelimeyle korkunç bir şey bu! Duyguları böyleydi işte.
Sayfa 49
Gelir arttıkça gider de artıyor
Böylece yeni evlerinde yaşamaya başladılar; iyice yerleş­tiklerindeyse hemen her zaman olduğu gibi, evde bir oda eksik çıktı. Yeni maaş da gerekenden beş yüz ruble kadar eksikti, yine de her şey yolundaydı.
Sayfa 28

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aslında her şey, gerçekte o kadar zengin olmadıkları hal­de zenginlere benzemek isteyen, bu yüzden de ancak birbirle­rine benzeyebilen insanlarınki gibiydi: Ağır Şam ipeklileriyle kaplı abanoz ağacından möbleler, çiçekler, halılar, bronzlar, koyu renk ve ışıltı... Tüm bunlar belli bir sınıftan insanla­ra benzemek isteyen bütün o belli sınıftan insanların eşya­larına benziyordu.
Sayfa 27 - Yeni ev
Buralar öyle yerlerdir ki, böylesi koltuklara ulaşabilen insanların ellerinden doğ­ru dürüst bir iş gelmeyeceği açıkça görülmesine karşın uzun hizmet geçmişleri ve sahip oldukları unvanlar düşünülerek bunların işlerine son verilmez; böylece hem gerçekte olma­yan, yalnızca onlar için icat edilmiş hayalî makamlara sa­hip olurlar, hem de onlara elden ayaktan düşecekleri yaşlılık günlerine dek yetecek altıyla on bin ruble arası, hiç de hayalî olmayan bir maaşa konarlar.
Sayfa 13
Reklam
Bu ölüm, geride kalanlarda bir yandan memuriyetle ilgili olası yükselme, yer değiştirme hesaplarına yol açarken; bir yandan da ölenin yakın bir dost olduğu durumlarda hemen hep olduğu gibi “ölen ben değilim, o” duygusundan kay­naklanan bir sevinç de yaratmıştı.
Sayfa 3
Zenginlik insanların enerji ürettikleri yerde oluşur," diye karşılık verdi Arkad. "Zengin bir kişi kendine yeni bir saray yaptırırsa, harcadığı para boşa mı gider? Hayır bir kısmını tuğlacı alır, bir kısmını inşaat işçisi, bir kısmını sanatçı. Evin yapımında emeği geçen herkes paranın bir bölümünü alır. Sarayın yapımı bittiğinde harcanan para kadar değeri yok mudur? Toprak, üstünde bir saray olduğu için daha çok de­ğerlenmemiş midir? Ve yanındaki arazinin de değeri o yüz­den artmaz mı? Zenginlik sihirli biçimlerde artar. Kimse onun sınırını öngöremez."
Sayfa 24
Tüm insanlar düş kurar ancak eşit şekilde değil. Geceleri zihinlerinin tozlu kısımları ile hayal kuranlar güne gözleri­ni bu hayallerin boşa olduğunu görmek için açarlar. **Fakat hayalperestler tehlikeli kişilerdir çünkü onlar hayallerini gözleri açıkken hayata geçirmeyi mümkün kılmak için hareket edebilirler.** -T. E. Lawrence, Bilgeliğin Yedi Sütunu
Sayfa 273
Kötü niyetli insanla­rı aramak boşunadır, onun yerine kötü niyetli sistemlere bakın.
İnsanın kendi evini inşa etmesi
Bir insanın kendi evini inşa etmesinde bir kuşun kendi yuvasını inşa etmesinde­kine benzer bir uygunluk vardır. Kim bilir belki de insanlar barınaklarını kendi elleriyle inşa etselerdi, kendilerinin ve ailelerinin geçimlerini yeterince sade ve dürüst bir şekilde sağlasalardı aynı kuşların bu ka­dar meşgulken evrensel olarak şakımaları gibi şiirsel yetenek de evrensel olarak gelişmiş olacaktı. Ancak, maalesef yumurtalarını diğer kuşların yaptığı yuvalara bırakan ve gevezelikleri ve ahenksiz ötüşleriyle hiçbir yolcuyu neşelendirmeyen sığırcıklar ve guguk kuşla­rı gibi davranıyoruz
Sayfa 60
Reklam
"Korkmamalıyım. Korku katilidir aklın. Korku, mutlak yıkım getiren küçük ölümdür. Korkumla yüzleşeceğim. Onun etrafımdan ve içimden geçip gitmesine izin vereceğim. Ve geçip gittiğinde, onun izlediği yolu görmek için iç gözümü kullanacağım. Korkunun geçtiği yerde hiçbir şey olmayacak. Yalnızca ben kalacağım."
Sayfa 23 - Korkuya Karşı Dua
İnsan yalnızca içgüdüleriyle besin-güvenlik-özgürlük elde edemez... hayvan bilinci yaşanan anın ötesine geçemediği gibi, kurbanlarının soyunun tükenebileceğini de düşünemez... hayvan yok eder, üretemez... hayvani zevkler duyumsal düzeylerin civarında kalır ve algısal olandan kaçınır... yaşadığı evreni görmek isteyen insan, olayları oturtacağı bir ağa ihtiyaç duyar... bilincin nereye odaklanacağını seçmek, bu ağı biçimlendirir... hücresel gereksinimlerin en yoğun şekilde farkında olmanın etkilediği sinir-kan akışı, bedensel bütünlüğü getirir... her şey/hücreler/varlıklar geçicidir... içindeki akışın kalıcı olması için uğraş...
Sayfa 18 - ~Paul (Ders)
“Kaç kişi ölmek üzereyken iş yerinde –ya da televizyon karşısında– daha fazla vakit geçirmiş olmayı diler?”
Sayfa 14
“Popüler kültürün varlığını sürdürme tepkisi kuşkuculuktur – “Hayattan beklentilerinizi, hiç kimsenin ve hiçbir şeyin sizi hayal kırıklığına uğratamayacağı kadar alçak tutun.” Tarih boyunca bunun karşıtı olan gelişme ve umut ilkesi ise, “ben hayatımın yaratıcı gücüyüm” anlayışının keşfidir.”
Sayfa 11
118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.