Rohat

Din, sanat, teknik, politika gibi bütün yönleriyle kültürün kendisi üzerinde düşünme, kendini kavramlara yükseltme çabası olarak felsefenin yeni bir Logos oluşturma evresine henüz varma­ dığı bu dönemin, yarı bilim adamı, yarı büyücü, yarı şair olan ve hepsini de uzun bir Modernlik sürecinden sonra hatirladığımız G. Bruno, Campanella, Cusanus, Pompanazzi gibi temsilcileri 17.yüzyıl filozoflarından ve bilim adamlarından çok başka türden düşünürlerdir. Gerçekten de Modernliğin kurucuları oldukları ko­ nusunda yaygın bir kanı bulunan bu kişiler, Hıristiyanlığı yadsır­ ken büyücülüğe inanır, Aristoteles'le tartışırken Ortaçağ'ın uygar­lık dışı olduğunu düşündüğü uzak diyarların "ilkel" kabileleriyle aynı doğa anlayışını paylaşır gibidirler.
Reklam
Bana kalırsa Magritte, andırışı benzeyişten ayırmış ve birincisini ikincisine karşı kullanmıştır. Benzeyişte bir "model" vardır ve bu kendisinden çıkarılabilecek olan ve gittikçe silikleşen bütün kopyaları düzenle sıralar ve kademeleştirir. Benzeyişin temelinde, buyuran ve sınıflayan bir ilk başvuru noktası vardır. Andırış ise, başları da sonları da olmayan, bir yönde olduğu gibi bir başka yönde de izlenebilen ve hiçbir kademeleşmeye boyun eğmeyen, ama kendilerini küçük farklardan yine küçük farklar arasında üretip duran diziler halinde gelişir. Benzeyiş, egemenliği altında bulunduğu canlandırmaya hizmet eder; andırış ise, kendisini bir uçtan öbür uca geçen yinelenmenin hizmetindedir. Benzeyiş, geri getirmek ve tanıtmakla yükümlü olduğu model olarak kendini ortaya koyar: andırış ise, hayaleti( sureti), benzeyenle benzeyen arasındaki belirsiz ve geri dönebilir bir bağıntı olarak dolaştırır.
"Ahlaksal düşünce, ortaklaşa yaşamın doğurduğu gereksinimlerin bir sonucu olarak, doğa hakkında düşünmeden önce gelir; oysa eylemin ilkeleri üzerinde düşünme, yine aynı nedenlerden dolayı, en azından biraz daha geç başlar."
Sayfa 25 - Henri Berr (Greek thought)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir kitaptan zehirlenme meselesine gelince, öyle bir şey olamaz. Sanatın eylem üzerinde etkisi yoktur. Sanat, eyleme geçme arzusunu hadım eder; sanatın son derece kısırlaştırıcı bir yanı vardır. İnsanların ahlaksız diye nitelediği kitaplar insanları kendi ahlaksızlıklarıyla yüzleştiren kitaplardır. Hepsi bu.
Yaşamımızı özgür irademizle, karar vererek yönlendiremiyoruz. Yaşam denilen şeyin kendisi sinirlerle, dokularla, hücrelerle ilgili bir şeydir; düşünceler bu hücrelere gizlenir, arzular burada konuşlanıp hayaller kurar.
Sayfa 249Kitabı okudu
Reklam
Reklam
1.919 öğeden 1.876 ile 1.890 arasındakiler gösteriliyor.