Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

VARMISIN Kİ YOK OLMAKTAN KORKUYORSUN

VARMISIN Kİ YOK OLMAKTAN KORKUYORSUN
@Ssmasy
Kırdığın kalbin kırıntılarını toplamadan nereye gidiyorsun diyen bir kadına ne cevap verirdiniz ...
BK Operasyon Genel Müdürü
Lisans
Muğla
Kayseri, 2 Mart 1980
43 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Bitmeyen işleriniz yüzünden (siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği aklınıza gelmezdi..
Reklam
Dünyanın bütün koşullarında dualite ilkesi ve değer farklanması mekanizması egemendir. Örneğin, insan organizmasının faaliyetlerinde sempatik ve parasempatik iki sinir sistemi karşılıklı denge durumuyla yürümektedir. Bu iki sinir sistemi birbirine zıt yönde, bedenin her organında karşı karşıya çalışmaktadır. Örneğin, kalpte sempatik sistem artı, parasempatik sistem eksi roller alıyorsa; midede sempatik sistem eksi, parasempatik sistem artı roller alır. Bunlardan birisi bir organı hızlandırırken diğeri yavaşlatmaya çalışır. Böylece organizmayı korumuş olur.Dualitenin en kuvvetli görünümünü cinsiyet hallerinde görürüz. Hislerde de dualite vardır (sempati – antipati, sevgi – nefret, dostluk – düşmanlık, bencillik – başkalarını düşünmek vb.). Zıtlardan birinin diğerine göre fazla değer alması, bu dengenin bozulmasına sebep olur. Oysa dualite ilkesi zıtların denge halinde olmasını gerektirir. Bozulan bu dengenin tekrar kurulması için zıtlardan fazla olan taraftan diğer tarafa bir akış gerçekleşir ki, bu akışın maddedeki ifadesi harekettir. Örneğin, sevgiden ve vicdandan fakir bir insanın tekamülü için dualite ilkesi ve değer farklanması ilkesi gereğince zıt değerlerle karşılaşması sevgi – kin, adalet – zulüm, iyilik – kötülük gibi kavramlarla yüz yüze gelmesi gerekir. Kıyas bilgisi kazanarak dengesini bulması gerekir, bu da vicdanın ortaya çıkmasına neden olur.
"Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun,'' dedi Baba. ''Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun? ''

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şimdi yapayalnızım. Sonbahar geliyor, yapraklar sararıyor. Bu kasvetli küçük şehirde (ah ne kasvetli olur bu küçük Alman şehirleri!) bir sonraki adımımı planlamak yerine, izleri henüz silinmiş duyguların, taze hatıraların, yakın zamanda beni içine çekip girdabında döndürdükten sonra bir yerlere fırlatıp atan hortumun etkisi altında oturuyorum.
Güzeldir masalsı yaşamak.
Masalın nerede bittiğini ,hayatın nerede başladığını fark edemiyorum.Bazen suratıma garip bakıyorlar ,o zaman uyanır gibi oluyorum...
Reklam
"Kızın yüzüde aynaya ne çok benziyordu.Bu imkansızdı ;nede olsa insan kendi ışığını ona yansıtan kaç kişi tanırdı ki ?İnsanlar daha çok meşaleye benzerdi,bir esintiyle sönene dek yanarlardı."
İnsan sadece kendini düşünür .
Yemek yerken doktorun karısı gözleri gören kadın başından geçenleri anlattı ,her şeyi anlattı ,tek söylemediği şey ,deponun kapısını kapalı bıraktığıydı. Bunu yaparken kendini ikna etmek için başvurduğu insancıl düşüncelerden pek emin değildi,buna karşılık dizine cam saplanan körü anlattı,herkes kahkahalarla güldü,herkes değil gözü siyah bantlı yaşlı adam yorgun yorgun gülümsemekten fazlasını yapmadı ,şaşı çocuk ise yalnızca çiğnerken kendi çıkardığı sesi duyuyordu.Gözyaşı yalayan köpekte payını aldı ,yediğinin karşılığınıda bir süre sonra dışardan biri gelip kapıyı şiddetli sarstığında ona bol bol havlayarak verdi.
Sayfa 239 - kızmızı kediKitabı okudu
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
"Ben karanlık köşelerde kandiller yaktım. Daha iyi yanmaları içinse yağ ekledim."Senelman Bir iki veya üç nehirden tüm ülkenin su ihtiyacı gideremezsiniz.Her ücra köyün bir kaynağa; göl,nehir,pınar veya kuyuya ihtiyacı vardır.Halkın manevi susuzluğu da bu misal gibidir .Her yerin kendi insanına ,can veren kuyulara ihtiyacı vardır.
Sayfa 42 - indiğoKitabı okudu
Farabi
"Sohbeti faydasız insanlardan uzak dur."Farabi İnsanı şöyle tanımlar:Alem büyük insandır;ve insan küçük alemdir.Insan ahlakının temelinin bilgi olduğunu söyler.Uzun konuşanı kısa dinleyin der.Bazıları uyanıkken de hiç bir şey göremez...
Sayfa 51 - DestekKitabı okudu
Reklam
İnsan
"İnsan ilmi aramakla mükelleftir.İlmi bulmak,onu öğrenmek ve onu anlamak zorundadır."Bunun üzerinden insanı ele alırsak,insan bilmeye muhtaçtır.Bilmeyen İnsanın aklı ve ruhu boştur.Insan ilme aç olmalı ve kendini ilimle doyurmalıdır.
Sayfa 11 - DestekKitabı okudu
Abartmanın Böylesi
Mehmetpaşa komutasındaki 40 bin asker Erzurumda kışlamıştık Revan'ın kuşatıldığı haberi geldi Mevsim kış yardıma gitmemiz lazım yola çıktık bir mızrak boyu lar vardı karları aça aça 7 günde Deve Boynu denilen yere geldik kar üstüne çadır kurduk gece tipi boran ve kızıl kıyamet çekerek orada yattık sabah kalktığımızda ne görelim bütün çadırları kar örtmüş Askerler üşümüş Üç bin garibin eli ayakları donmuş neyse Kar uzum süre kalkmadı Erzuruma dönmeye karar verdik Revan'ı baharın gelir kuşatır alırız dedik hazinemiz ganimetlerimiz altınlarımız kar altında kaldı Mehmet Ağa kemerinde olan 2 bin altını bir yere gömdü gökyüzünde duran bür bulut parçasını işaret koydu Düşe kalka Erzuruma vardık.On ay sonra kar eridi Mehmet Ağa adamları ile birlikte deve boynuna gitti altınları gömdüğü yeri ararken baktıki işaret koyduğu bulut gökyüzünde öylece duruyor hizasında toprağı kazınca altınları buldu .Yahya efendinin böyle yalan söylediğini duyunca aklım durdu. Halepin ileri gelenleride Yahya Efendiye hal verdiler Mehmet Ağa soylu kimsedir haram yemez altınlar helalmiş demek bıraktığı yerde bulur tabi.
Sayfa 49 - Neşe Basım YayınKitabı okudu
Maria Puder ile Raif yaktınız ciğerimi aylardan beri içmediğim sigara bugün kıymete binsede içmeyeceğim Dünyalar Güzeli olmasada Dünyaları bana veren bir kadınım olsun kim istemez Seni Seviyorum Kürk Mantolu Madonna Maria Puder ...
"Içimde ona karai tarifi imkansız bir şefkat vardır.Yatagina nasıl uzandığını, nasul ağır ağır nefes aldığını, saçlarının yastığa nasıl serildigini tasavvur ediyor ve hayatta bu manzarayı görmekten daha büyük bir saadet olmayacağını düşünüyordum."Benim şahsi görüşüm şöyle Aşık olduğun kişi ve Aşkın imkansız ve zor ise bu gibi şeyler hayal gibi geliyor keşke olsa yanımda basını omzuma yaslasa saçlarını okşasam diyoruz kim için aşkı da kendide imkansız sevdalar için bu durumlar biz insanoğluna zor imkansız gibi olsada pek tat ve haz veriyor sanıyoruz peki imkansız aşk ve kadın ,erkek peşinde koşanlara sesleniyorum yanıbaşınızda sizin için hayatını feda eden eşler yada edecek sevgilileri neden görmüyoruz bu kadar kör ve nankör muyuz yoksa mutluluk yanıbaşımızda iken kadına acı çektiren erkek ,erkeğe değer vermeyen kadınların peşinden koşuyor güzelim kalbimizi,beynimizi ve gözümüzü yoruyoruz.Kac kişi çıkar aramizda 4 kişilik çekirdek aile saadetini hiç bozmayan yasaklara el uzatan imkansızlıklara koşan???
Ne şeytani azizim ,ne seytani Bu bizim gururumuzun ,salaklıgımızın uydurması...Icimizdeki şeytan pekte kurnazca olmayan bir kaçamak yolu. Içimizde şeytan yok ...Icimizde aciz var ...Tembellik var ...Iradesizlik ,bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey ...Hakikatleri görmekten kaçmak ihtiyadı var ...Hic bir şey üzerinde düşünmeye ,hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz bir çare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildigimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde ,insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz...
Demek gidiyorsun ha Öyle olsun hadi git Daha geçmeden vakit Yüreğimi yakmadan Arkana bakmadan git Gitki bahtıma doğmasın güneşler Sabahlar olmasın hadi git Git kara gözlüm