Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şükriye helvacı

Şükriye helvacı
@Sukospasia
RTEÜ İF OMÜ-YL
Konya
9 Ağustos 1997
8 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
“Ama insan onun yanındayken hiç bitmeyen mutlu bir huzursuzluğun içindeymiş gibi hissediyor.Yassı göğsüyle soludu mu, yıldızlı bir göğün inip kalktığını görür gibi oluyordum. Sanıyorsun ki abartıyorum. Hayır, Anna’cığım, ruhum üzerine yemin ederim ki hayır!”
Sayfa 12
Reklam
Bir inek kadar mutlu olmak için bir inek kadar cahil olmak gereklidir. İşte o zaman bir tutam ot, bir avuç saman mutluluk sebebi oluverir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Gizemlere eren sonunda şöyle der: “Kötüden kaçtım, iyiyi buldum.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama dünya sağ kalanlara aittir ve sağ kalan her kişide şu amansız kesinlik duygusu vardır: Tanrılar yardım etti.
Birazcık görmek bu kızı yetmiştir Pluton’a Sevgi işte böyle acelecidir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Bacchus kültünün vazgeçilmez içkisi, şarap din taraftarlarının tanrıyla bağlantı kurmasını kolaylaştırdığından, bu kültü benimseyenler sürekli bir sarhoşluk hali içinde esrik bir yaşantı sürüyorlardı.
Çünkü gerçek bilgelik, hayat ile ölümün hayat yolunda birlikte yürüdüklerinin farkına varmaktır
Çocukların karanlık korkusunun, ana rahime geri dönmekten, dolayısıyla da yeni kazanılan bilinci yitirmekten duyulan bilinçdışı bir korku olduğu söylenir; buna göre, karanlık bilinci emebilir, oysa ışık güçlendirir.
Eski bir Sanskrit efsanesine göre Yaratan, erkeği yarattıktan sonra, ayın yuvarlaklığını,tırmanıcı bitkilerin kıvrımlarını, yaprakların hafifliğini, bulutların ağlayışını, kaplanın zalimliğini, ateşin tatlı akışkanlığını, karların soğukluğunu ve kuşların cıvıltısını bir araya getirip kadını yaratmış ve onu erkeğe sunmuş.Üç gün sonra erkek Tanrı’ya gelip şöyle demiş“Bana verdiğin bu kadın durmadan konuşuyor, beni hiç rahat bırakmıyor, sürekli ilgi istiyor, bütün vaktimi alıyor, her şeye ağlıyor, hiçbir iş de yapmıyor. Onu geri almanı istiyorum .” Tanrı bunun üzerine kadını geri almış. Ama çok geçmeden erkek geri gelmiş ve demiş ki: “O şarkı söyleyip dans ederdi, göz ucuyla beni izlerdi, oyun oynamayı çok severdi, korktuğunda bana sarılırdı, gülüşü müzik gibiydi, onu seyretmek çok hoştu. Onu bana geri ver.” Böylece tanrı kadını erkeğe geri vermiş ama üç gün sonra erkek yine kadını geri getirmiş ve Tanrı’dan onu almasını istemiş. Olmaz demiş Tanrı ne onunla ne de onsuz yaşıyorsun elinden geldiği kadar idare etmeye bak.
İlkel kabilelerin kadınları aya bakmazlar, ay kendilerini hamile bırakmasın diye gece sırtüstü yatarken de karınlarına tükürük sürerler. Böylece ay tarafından hamile bırakılmaktan korunduklarına inanırlardı.
Reklam
Çünkü insanın çekilebileceği hiçbir yer kendi içinden daha dingin daha erinçli olamaz.
Küçük bir tepenin ya da bir ırmağın ayırdığı ülkelerde oturanlar arasında doğa sanki hiçbir bağ kurmamış gibi, herkes doğuştan birbirini düşman bilir. Aralarında anlaşmalar imzalanmazsa, sanki birbirlerini yıkmaları, öldürmeleri doğruymuş gibi davranırlar.
Sayfa 81
“Evet, mesele tam da bu,” diye delikanlı kafasıyla onayladı. “Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun. Yalnız olana acımasız davranıyorlar.
Sayfa 146Kitabı okudu
Hiç, içinde dışarı çıkmak için bir şans verilmesini bekleyen bir şey varmış gibi hissettin mi kendini? diye sordu. “Kullanmadığın ek bür güç gibi, hani türbinlerden geçmek yerine şelaleden çağlayan su misali?”
Sayfa 87 - HelmholtzKitabı okudu