İnsan gördüğü kadar yaşar. Senin için hayat senin o an var olduğun mekan kadardır. Mesela sevdiğinizle geçirdiğiniz zaman sizin zamanınızdır. O başka bir yerdeyken insan sanki onun için hayat devam etmiyormuş gibi düşünür. Çünkü insanın zihninde o kişilerin zamanı durur. İşleyen sadece kendi var olduğu zamandır. Belki o yüzden insan karşısındakine mesaj yazdığı zaman "Neden geç döndün?" sitemlerine girer. Çünkü onun zamanını kendi zamanı gibi düşünür. Halbuki işleyen kendi zamanıdır. Karşısındaki kişinin değil. Mesela pencereden dışarı bakalım. Kimbilir kaç kişi geçer yoldan. Ama işlemez insana. Belki çoğunu fark bile etmeyiz. O kalabalık sokaklarda yanımızdan geçen kaç mutlu kaç mutsuz insan var kimbilir. Ama insan için önemli midir onların mutlu veya mutsuz olduğu? Geçip gidiyoruz işte yanından sadece. İnsan için kendi zamanı dışında kalan şeyler ne kadar önemlidir? Bence çok azı. Kendi acımız dışında çoğu acının yanından öylece gelip geçiyoruz sadece. Ve ya mutluluğumuz. Durup düşünsek her acıyı, bu hayatı yaşayamayız ki. Ya da her mutluluğu. Bu yüzden insan kendi zamanından ibarettir sadece.
~ Şule Çabuk
Yağmurlu bir sabah caddelerde
Koşarken insanlar acale acale
Yetişmek isterken sevdiklerine
Göğün içinde bir ben yağıyor yeryüzüne
Hissediyor musun gittiğin yerde?
İnsanlar da mevsimler gibidir. Bazen hazan vurur dökülür bir bir gülüşü. Bazen kışını görür üşürsün. Bazen çiçek açar sarılıp koklayasın gelir. Bazen de bir güneş gibi sıcacıktır sarılıp ısınasın gelir. Ama bazı soğuklar vardır hiçbir güneş eritmez buzunu. Bazı hazanlar vardır bir daha çiçek açmaz o ağaçlarda. Severken bakacaksın mevsimine, hangi mevsimi daha kalıcı diye. Ona göre ya kalacak ya da gideceksin?
Bir kadın olarak toplu taşımada sağım solum erkek, abartmıyorum tıkış tıkış bir araç ve bir yer boşalıyor. Ayakta benden başka kadın yok. Orada adamın biri hemen boşalan yere oturuyor. Siz olsanız ne yapardınız?