İki dakikalık keyifleri uğruna Bir çocuk dünyaya getiriyorlar. Sanki anne baba olmak özel bir marifetmiş gibi kasım kasım kasılıyorlar. Ondan sonra da kendi yumurtaları ve spermlerinin ürünü diye o çocuğa tümüyle sahip olduklarını sanıyorlar.
İnsan aynı anda hem bu denli güçlü, erdemli ve muhteşem, hem de bu denli habis ve bayağı mıydı gerçekten? Bir an kötülükten ibaret görünüyordu, başka bir ansa asıl ve tanrısal kabul edilecek ne varsa onda toplanıyordu. Büyük ve erdemli olmak, duyarlı bir varlığa bahşedilmesi mümkün en yüksek şeref gibiydi; inilebilecek en alçak mevkiiydi; kör köstebeğin, zararsız solucanın halinden beter bir durumdu. Bir insanın nasıl olup da arkadaşını öldürebileceğini, hatta niçin yasaların, hükümetlerin bulunduğunu epey zaman kavrayamadım; fakat ahlaksızlıkların, kıyımların ayrıntılarını duyunca merakım dindi, bu konuyu nefret ve tiksintiyle bir kenara bıraktım.
Bu zamana kadar erkek kadına karşı sopa kullanırdı. Biz bugün onlara karşı yalnız mantık ve adalet silahıyla çıkıyoruz. Kadın nazik vücuduyla gerine gerine baskı kabuğunu kırıyor. Bugün erkeğin baskısı reddedilip, kadının hakkı teslim olunuyor.
Keyifli bir okuma yapmanın mutluluğunu yaşıyorum. Yunanistan'dan Ürgüp'e uzanan bir hikaye. Halkımızın bir kere daha misafirperverliğini takdir ettim. Eğitimci olarak mücadelenin ve insanlara yararlı olmanın hayatımızı, başkalarının hayatını nasıl değiştirdiğini yeniden farkettim. Yeni kişiler, yeni türküler keşfettim. Ürgüp'e yeniden kavuşunca kitabı aklımdan çıkarmadan gezeceğim. Sevgiler "Eşekli Kütüphaneci"...
Cahilliği yok edecek ilaç bilim değil mi? Evet bilim, işte o da kitapların içindedir. Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz. Karanlığı okuyup öğrenmekle, kafayı ışıklandırmakla yenebiliriz.