Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tamirci Çırağı

Tamirci Çırağı
@Tamirciciragi1
Bir yanlışlığım bu dünyada, en az senin kadar
“İnsan ne zaman insan olacak be? Pantolonlar, kolalı yakalar, şapkalar giyiyoruz, ama hâlâ katırız, kurduz, tilkiyiz, domuzuz. Bizde Tanrı’nın sûreti varmış! Kimde? Bizde mi? Tuh suratımıza!”
Can Yayınları
Reklam
“Peki sen neden yazıp da, bize dünyanın bütün sırlarını anlatmıyorsun Zorba?” “Neden mi? Çünkü ben, senin dediğin o bütün sırları yaşıyordum ve yazmaya vaktim yok da ondan. Bazen dünya, bazen kadın, bazen şarap, bazen santur... Onun için, şu saçmalar yumurtlayan kalemi ele alacak zamanım yok. Böylece de dünya, kâğıt farelerinin ellerine kaldı; sırları yaşayanların vakti yok; vakti olanlar ise sırları yaşamıyorlar. Anladın mı?”
Sayfa 242 - Can Yayınları
“ Sen kitapları dinlersin, ama onları kimlerin yazdığını bir düşünsene! Püf! Öğretmenler... Peki, ne anlar öğretmenler zamparalarla kadınlardan? Ellerinin körünü!.”
Sayfa 241 - Can Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Bu dünyada iyi olan ne varsa, hepsi Şeytan’ın icadıdır,” dedi. “Güzel kadın, ilkbahar, şarap... Bunları Şeytan icat etti; Tanrı da keşişleri, oruçları, adaçayını, çirkin kadınları yarattı. Yok olasıcalar!”
Sayfa 237 - Can Yayınları
“Geçende ne diyorduk patron? Halkı aydınlatıp gözünü açasınmış! Buyur işte! Sen gel de, Barba Anagnostis’in gözünü aç! Karısının nasıl susta durup emir beklediğini gördün mü? Zatın git de şimdi, ona erkekle aynı haklara sahip bulunduğunu ve sen domuzun etinden bir parçasını yerken, domuzun karşısında canlı halde bağırmasının zalimce bir şey olduğunu, sen açlıktan geberirken, Tanrı’nın her şeye malik bulunuşu avuntusuyla yetinmenin büyük bir budalalık olduğunu anlat! Senin bütün bu aydınlatıcı palavralarından, kapkara cahil Barba Anagnostis ne kazanır? Kavgalar başlar, tavuk horoz olmak ister ve karıkoca bütün gün birbirleriyle dövüşüp birbirinin tüylerini yolar. İnsanları rahat bırak, patron, gözlerini açma! Çünkü açarsan ne görürler? Ellerinin körünü! Onun için bırak, kapalı kalsınlar da, hayal göredursunlar!”
Can Yayınları
Reklam
“İnsan canavardır!” diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. “Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki mesafeyi koru patron!”
Can Yayınları
“Konuşmuyordum. Zorba’nın haklı olduğunu biliyordum, biliyordum ama, cesaretim yoktu. Hayatım yanlış yola sapmıştı, insanlarla olan ilişkilerimi bir iç konuşma haline sokmuştum. O kadar düşmüştüm ki, bir kadına âşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekse, kitabı seçerdim.”
Can Yayınları
Kadınlar
“Akıllanmış olan kadının aklında başka bir şey yoktur; hasta diyorum sana, alıngan bir şey! Ona sevdiğini, kendisini istediğini söylemezsen ağlamaya başlar. Belki istemiyor, belki de senden iğreniyordur, sana «Olmaz» da diyebilir ama bu hiçtir. Kendisini kim görürse arzulasın ister o. Bunu ister zavallı. Onun için hatırını yapıvermelisin.”
Sayfa 60 - Can Yayınları
“Bana: «Sigarayı bırak,» dedi; «onu yakıyor yarısını içiyor ve tıpkı sokak kadınları gibi atıyorsun. Ayıp şey bunlar. Pipoyla evlen; o sadık kadındır; eve döndüğün zaman, hareketsiz seni bekleyecektir. Sen de, dumanın havada halkalanışına bakarak beni hatırlarsın!”
Sayfa 58 - Can Yayınları
“Dünyaya özgürlüğün gelmesi için bu kadar cinayetler ve alçaklıklar mı gerekli yani? Çünkü, oturup sana işlediğimiz cinayetlerde yaptığımız alçaklıkları saysam tüylerin ürperir. Fakat sonuç ne oldu? Özgürlük! Tanrı yıldırımını atıp bizi yakacağına özgürlüğü veriyor? Hiçbir şey anlamıyorum!”
Can Yayınları
Reklam
“Okul çocukları da acımak nedir bilmezler ha!.. Teker teker her biri Tanrı meleğidir, ama bir araya geldiler mi, hele okulda acımasızdırlar. ”
Sayfa 273 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
“Bir insan ki, kendini zengin görmek için bir milyon dönüm toprağa ihtiyaç duyar, bana göre o insanın gönlü çok fakirdir. Bir insanın gönlü fakir olduktan sonra, milyonlarca dönüm toprak almış, neye yarar, yine de fakirdir. Belki de bütün buna karşılık kendini bir türlü zengin duymadığı için, hayata küser... Hayata küsmüş bir adamın köstebek gibi harıl harıl mal toplamadığını ben şimdiye kadar görmedim.”
Sayfa 310 - Remzi Kitabevi
“Şu kocaman otomobilleri nereden buluyorlar dersin? Acaba onlarla birlikte mi doğuyorlar? Senin hiçbir zaman bir şeyin olmuyor.”
Sayfa 232 - Remzi Kitabevi
Yorumsuz
“Bir tek memlekette hem sana, hem bana, hem senin gibilere ve hem de benim gibilere, hem zenginlere, hem fakirlere, hem hırsızlara, hem namuslu adamlara yetecek kadar yer yoktur. Hem aça, hem toka yetecek kadar da yer yoktur. Niye geldiğiniz yere dönmüyorsunuz?”
Sayfa 176 - Remzi Kitabevi
547 öğeden 526 ile 540 arasındakiler gösteriliyor.