"Kötü günümde yanımda olmadığın zaman
vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile, düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman, vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman ,
vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve
bana hâlâ söylemediğin şeyler
"Hiçbir ateş işlemiyor artık içime" demiş sevgili
Murathan Mungan.
:
Rıhtımda yapayalnız bakıyorum belirsizliğe
hissetmek için
başka birşeymiş gibi.
Herhangi birşeye özlem
şaşkın bir yakınlık gibi
bir gemiye
bir kıyıya
herhangi belirsiz bir yurda.
Ey sürekli kaçışlar
ayrılışlar ve esrikliği değişikliğin!
Ey denizcilerin ve seferlerin ölümsüz ruhu
gizemli limanlarda denizlerin yalnızlığı
her ayrılışın ve her varışın gizi!
Bir duygu ki ;
uzaklaşmanın ve ayrılmanın atadan kalma korkusu...
Börtü-böcekli, çicekli- övgülü, yüceltici, şık sofralı, renkli mesajlar, iletiler, paylaşımlar uçuşuyor havalarda.
Fabrika işçisi kadınların, daha iyi koşullarda çalışmak için yaptıkları direnişin ölümlerle sonuclanmasını mı kutlayacağız?
Bugün ne bayram, ne de eğlence günüdür. Bugün; emeğinin hakkını azda olsa alabilmek uğruna, hayatları ellerinden alınan "emekçi kadınları anma ve direnişlerine sahip çıkma günüdür'' benim için.
Kadınlar ne korunmaya muhtaç birer ağaç, çocuk, hayvan,
ne tarihi bir eser,
ne bir süs yada cinsel obje
ne de kutsal bir varlıkdır.
Biz aciz değiliz, bize aciz muamelesi yapıp rencide etmeyede kalkışmayın.
Bizi engellemeyin, kösteklemeyin, gölge etmeyin yeter...
Sevcan G.
Takvimdeki yapraklar yırtılıp atılırken gün be gün, hayat öğretir sana hayatı tüm zıtlıklarıyla.
Büyük bir kale içinde sakladığın yüreğin mesala, en güvendiklerin tarafından oklanırken
öğrenirsin hayatı.
Çağlar geçsede hep aynıdır sonuç;
acıyı sevinçten
ayrılığı özlemden
iyiliği kötülükten
savaşı barıştan
açlığı tokluktan
ihaneti güvenden
sevgiyi nefretten
yaşamı ölümle öğretir.
Aşkı bile sana aşık olmayan birinden öğretmemişmidir hayat?
Sevcan G.
"Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder."
"İki artı iki, dört eder.
Bazen beş,bazen de üç, bazen ise aynı anda hepsi...Ne geçmiş ne şu an ne de gelecek kendi içinde vardır. Gerçeklik insan zihnindedir.
Hatalar yapan ve yakında ölmek üzere olan akılda değil kollektif ve ölümsüz parti aklındadır."
“Dünyada bana sevgi kadar anlaşılmaz gelen hiçbir şey yoktur; ne insan, ne Şeytan ne de başka bir şey; çünkü sevgi her şeyden daha çok işler ruha. Yüreği böylesine kaplayan, böylesine bağlayan hiçbir şey yoktur. Bu nedenle, onu yöneten silahlar olmayınca, ruh, derin bir uçuruma atılırcasına sevgiye atılır.”
Umberto Eco, Gülün Adı
'İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış, bir yokmuş
İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir
Anadolu’da toprak damlı bir evde
Gülcemal üstüne türküler söylenir
Süt akar cümle musluklarından
Direklerinde güller tomurcuklanır
Anadolu’da toprak damlı bir evde çocukluğum
Gülcemalle gider İstanbul’a
Gülcemalle gelir
İstanbul deyince aklıma
Bir sepet kınalı yapıncak gelir.''