Lori kendisi bir şizofreni hastasıdır ve kitabı için de bir şizofrenin güncesi demiştir. Yazarın, ailesinin, arkadaşlarının gözünden hastalığın sürecini dinliyoruz. Hatta zaman zaman hastane raporlarının da kullanıldığı şahane bir kitap. Orta derecede beğendiğim bir kitaptı. Kısa sürmesi hoşuma giden yani tüm okuyanlar saldırıya uğramadan incelemeyi bitireyim..
Tüm bu gerçek hikayeler belki de yazarın kitaplarını cazip kılıyor. Çünkü dili asla edebi bir dil değil, çok günlük, yer yer sıkan bir anlatım var. Edebi dilden kastım süslü betimlemeler, uzun cümleler değil, çünkü öyle olsa
İclal Aydın
İclal Aydın'ın da dilini edebi bulmazdım. İclal Aydın bu konuda en sevdiğim, en başarılı bulduğum yazardır. Çok sade ve bir o kadar edebi bir dile sahip yazıları, şiirleri var. İşte
Gülseren Budayıcıoğlu
Gülseren Budayıcıoğlu bunu başaramamış ama konuların ilginçliği, hikayelerin derinliği yakalıyor sizi.
Camdaki KızGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 201924,4bin okunma
Begenerek okudum.
Rahatsız olduğum küçük bir detaydan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Belki ben bu konularda fazla hassas davrandığım için böyle detaylarda boğulmuş olabilirim bunu da baştan belirteyim;) Şairimizin birkaç şiirinin bazı dizelerinde kadınlara dair kullandığı tabirler beni rahatsız etti. Bunlar 'kancık, kızoğlan kız ve oruspu', ve ayrıca 'Gün Olur Ki' şiirinde geçen 'Gün olur ki ne kız, ne rakı, ne şiir/ Hiçbir şey insanı sarmaz, kandıramaz' dizesindeki kadını nesneleştiren tavır. Yazıldığı döneme göre değerlendirerek es geçebileceğim bir durum olsa da günümüz için bu gibi tavırlara karşı rahatsızlığımızı belirterek duyarlılaşabileceğimize inandığım için bu durumların altını çizmek istedim.
Son olarak dediğim gibi yazıldığı döneme göre es geçdiğim bir eksi özelliği dışında çok severek okuduğum bir şiir kitabı oldu. O yüzden siz okumayan sevgili arkadaşlarıma da gönül rahatlığıyla öneriyorum.
Otuz Beş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 200711,6bin okunma
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıktan yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılmaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar.