Güzel bir kadına, güzelsin dersen, ona ne sunmuş olursun ki? Yalnızca gerçeği..
Sana bunun hiçbir maliyeti yok. Ama çirkin bir kadına güzelsin dersen, güzellik kavramını onun uğruna çarpıtmakla ona büyük bir saygı sunmuş olursun. Bir kadını iyi yanları için sevmek anlamsızdır. Bunu zaten hak etmiştir, bu bir ödemedir, bir armağan değildir. Ama onu günahları için sevmek gerçek bir armağandır, çünkü hak edilmemiş, kazanılmamış bir şeydir. Onu kusurları için sevmek, tüm iyilikleri onun uğruna feda etmektir. Aşkın asıl işareti budur, çünkü vicdanını, mantığını, dürüstlüğünü ve o paha biçilmez kendine olan saygını kurban etmiş olursun.”
Stoacılar bilge kişi fikrini hayata geçirmek isterler, yaşam hikmetine sahip adamı, yaşamasını bilen adamı, kısacası bilge yaşa mı. Bunu da dünyayı küçümseyerek, yaşam biçimini geliştirme yerek, genişlemekten uzak durarak, dünya ile dostça ilişkiler kurmayarak, yani birlikte yaşamak yerine yalıtılmış bir yaşam biçimini tercih edip, yaşamış olmak için yaşayarak sağlarlar. Sadece Stoacı yaşamaktadır, onun dışında her şey ölüdür. Epiküryenler ise bunun tam tersini, yani hareketli bir yaşamı yeğlerler.