Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağlar gezici

Çağlar gezici
@Vincenzocassano
Tarih boyunca erkeğin kadını koruduğu söylendi. Sahi; erkek, kadını kime karşı koruyordu?
Reklam
“Çünkü yalnızca erkek değildi kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyordu.”
Sayısal çoğunluk önemli değildir, yanında "Allah" olan kişi zaten çoğunluk demektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Neye katlandığın değil, nasıl katlandığın önemlidir. "Tanrı iyi insanı keyif içinde yaratmaz; onu sınar, sertleştirir, kendisi için hazırlar." “Erdem tehlikeye açtır, neye göğüs gereceğinden çok neyi hedeflediğini düşünür, çünkü zaten göğüs gereceği olay kazanacağı onurun bir parçasıdır
Üç şeyden oluşuyorsun: Beden, soluk ve zihin. Bunların ilk ikisi sen onlarla ilgilendiğin sürece senindir, fakat üçüncüsü yalnızca senin yönetimindedir.
Reklam
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü. Çünkü, o ölüm
İyi niyet hariç, bu dünyada ki hiçbir şey hatta dünya dışındaki hiçbir şey sınırsız biçimde İyi olarak kabul edilemez.
Sayfa 43
Kaynağı ahlâk olmayan din tapınmadan başka birşeyi içermez. Ahlâka dayanamamış din tarihi ve resmi din dir, saf din değildir. Bu anlamda dini saf kılmak için ahlaki bir zemine yani akla oturtmak gereklidir.
Sayfa 68
Ahlaki bir eylem, bireyin belli bir çıkarı ya da arzusunun değil de yanlızca doğru olanı yapma niyetinin sonucu olmalıdır.
Sayfa 85
"Eğer felsefe yapmak gerekirse felsefe yapalım; eğer felsefe yapmak gerekmezse felsefe yapmak gerekmediğini ispat etmek için yine felsefe yapalım. Çünkü "Metafiziği inkar etmek yine de felsefe yapmaktır."
Sayfa 197
Reklam
İçeriksiz düşünceler boş, kavramsız sezgileri de kördür.
Sayfa 76
Bizler, gizlerle dolu bir evrende bir düşün düşünü görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoktur. Sezişlerimizin, kavramlarımızın, deneydışı ide’lerimizin içine gömülmüş; bir şeyler kuruyoruz. Ne var ki, bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir nesneyle asla bilemeyeceğimiz bir öznenin birbirlerine olan ilişki’sinden doğmuştur
Sayfa 98