Biz Kudüs'te kirada oturuyoruz. Halep'ten bu tarafa geçmeyen şey, yalnız Türk kâğıdı değil, ne Türkçe ne Türk geçiyor. Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizim değildi. Sokaklarda turistler gibi dolaşıyoruz. Kamame Kilisesi'nin Hıristiyan milletler arasında bölünmüş olduğunu bilirsiniz. İçerisinin her parçası ve kilisenin her hizmeti bir başka cemaatindir. Bu cemaatler yalnız anahtarı pay edememişlerdir. Anahtar bir hocada durur. Bütün bu kıtalarda biz işte bu hocanın görevini yapıyoruz. Ticaret, kültür, çiftlik, endüstri, binalar, her şey Arapların veya başka devletlerin.. Yalnız jandarma bizim idi; jandarma bile değil, jandarmanın esvabı.
..İmparatorlukların sanatı sömürge ve milliyet işletmektir. Osmanlı İmparatorluğu, Trakya'dan Erzurum'a doğru, koca gövdesini yan yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetlerin ağzına teslim etmiş, artık sütü kanı ile karışık emilen bir sağmal idi
“Demokrasi çoğunluğun oyuna dayalı kararlar alırken, Sokrates hiçbir kararın ve yargının yalnızca çoğunluğun onayına sunulduğu için doğru olamayacağını dile getirmekteydi. Bin aptalın ve cahilin yanlış yargısıyla bilge birinin doğru yargısı aynı değerde görülemezdi.”
Auzef, Siyâset Felsefesi, pdf, s, 75.
Doktorluk için, mimarlık için yani meslekler için geçerli olabilir. Ama siyaset için olabileceğini pek düşünmüyorum. Siyaset insanların güdülme içgüdüsünü kullanma sanatıdır. Ve her daim kirlidir, zehirlidir.
BU VATAN KİŞİ VE KURUMLARA BAĞLI KURULMADI VAR OLMADI.. OLAMAZ DA
O OLMADAN DA (M. KEMAL)BU VATAN VAR OLUR KURULURDU..GÜDÜLMEYE MEYİLLİ BEYİNLERİNİZİN ŞAHLANDIRMASINDAN BASKA BİRŞEY DEĞİLDİR!?!
( yorum yapamadığım için alıntıladım)
Lina
@Lina_se
·
29 Ağustos 2023 14:34
Paşam çok içiyorsunuz. Halkın dedikodusu bitmiyor. Biraz azaltsanız mı? deyince, Mustafa Kemal gülümsemiş...
Başka bişey konuşuyorlar mı peki Salih? demiş.
Hayır Paşam. Varsa yoksa içkiniz
Elini Bozok'un omzuna koymuş; Biz yedi cephede savaştık Salih.. Bir Vatan var ettik, Cumhuriyet'i ilân ettik. Bak kendin söylüyorsun, çaldı çırptı, vatanı sattı diyemiyorlar ya, bırak konuştukları içkimiz olsun...
Mark Twain şunları yazar: “Herkes yalan söyler, her gün, her saat, uyurken, uyanıkken, rüyasında, tasasında; eğer dili ne sahip çıkıyorsa, elleriyle, ayaklarıyla, gözleriyle, tavırlarıyla yine aldatır”.