"إذا أراد اللّه بعبده خيرا جعل له واعظا من قلبه يأمره وينهاه."
“Allah bir kulu için hayr dilediği vakit, kulun kendi kalbini, onun için iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran bir vâiz kılar.”
«وما تقرب إلي عبدي بشيء أحب إلي مما افترضت عليه، وما يزال عبدي يتقرب إليّ بالنوافل حتى أحبه، فإذا أحببته، كنتُ سمعهُ الذي يسمع به، وبصره الذي يبصر به، ويده التي يبطش بها، ورجله الَّتي يمشي بها، وإنْ سألني لأعطينه، ولئن استعاذتي لأُعيذنَّه».
«Kulum bana, benim ona farz kıldığım şeyden daha sevgili olan bir şeyle bana yaklaşmamıştır. Kulum bana nâfile ibâdetlerle de yaklaşmaya devâm eder, tâ ki nihâyet (o amelleri vesîlesiyle) Ben onu severim. Ve Ben onu sevdiğim zaman, onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı olurum. Benden isteyecek olsa, and olsun ona istediğini veririm. Ve gerçekten Bana sığınsa, and olsun Ben onu sığındırır, onu korurum.»
قال سفيان بن عينينة رحمه الله:
"ليس العاقل الذي يعرف الخير والشر، إنما العاقل الذي إذا رأى الخير اتبعه وإذا رأى الشر اجتنبه."
Sufyan İbn Uyeyne رَحِمَہُ اللّهُ şöyle demiştir:
“Akıllı kimse hayır ile şerri birbirinden ayırabilen değil; hayrı gördüğünde ona tâbî olan, şerri gördüğünde ondan sakınan kimsedir.”
قيل لذي النون: ما الأ نس بالله؟
قال: "العلم والقرآن."
Zünnûn'a ALLAH ile nasıl ünsiyet kurulur? diye sorulunca:
"İlim ve Kur'an ile" karşılığını verdi.
"اللَّهمَّ ما أصبحَ بي من نِعمةٍ أو بأحدٍ من خلقِك فمنكَ وحدَك، لا شريكَ لَك، فلَك الحمدُ، ولَك الشُّكرُ."
"Allah'ım! Benim veya kullarından birinin yanında sabaha çıkan her nimet ancak sendendir. Ortağın yoktur. Hamd Sanadır. Şükür Sanadır."
"التوكل يقين قلبي، يحيلك إلى سائر تحت مظلة عظيمة تقيك من حرّ الهموم ومطر المكائد، ورياح الدنيا المقلقة المحروم وحده هو من لا يقدر هذه المظلة ومن لا يحاول السير تحتها ."
"Tevekkül seni dertlerin yakıcılığından, keder yağmurlarından, endişeli dünya rüzgârlarından koruyan yüce bir şemsiyenin altında yürümeni sağlayan içten gelen yakînî bir inançtır. Bu şemsiyenin değerini bilmeyen ve altında yürümeye çalışmayan kimse mahrumiyeti gerçek anlamda yaşayan kimsedir."
"مَن طهر قلبه من المعاصي؛ كان أفهم للقرآن، ومَن تنجس قلبه بالمعاصي؛ كان أبعد فهماً عن القرآن."
"Kimin kalbi günahlardan arınmışsa, o Kur’ân’ı en iyi anlayandır. Kimin de kalbi günahlarla kirlenmişse, Kur’ân’ı anlamaktan en uzak olan odur."