Virginia Woolf ‘ u çok seviyorum . İnsanın duygu derinliklerine inen, karakterlerinde kendi hayatından yansıtmalar yapan, varoluşu , bugün anlatılan kuantum teorilerini , o zamanda çözmüş duygu dünyası çok zengin olan dönemin yenilikçi yazarıdır.
1931 de yayımlanan eser roman türünün ötesinde bir şiir , bir tiyatro oyunudur . Okuyucu herhangi bir olay beklemeden okumalıdır çünkü Woolf sadece karakterlerinin zihninden geçenleri aktarır
Aslında altı karakter de ana konuda hemfikirdir . Hepsi varoluşun bütünlüğüne , sürekliliğine inanınır. Zihinler açığa çıktıkça bilinç genişler , saydamlaşma tümlenme hissedilir.
Woolf dalgaları , varoluşa benzetir. Dalganın kırılması ile ayrışma ( ben , sen , o ) ve olaylar zinciri başlar . Eylemler bir diğerini doğurur, hayat akışı gerçekleşir. Dalgaların kıyıya vurması ve parçalanması ile o hayatların rolü biter , ölüm gerçekleşir . Dalgalar geri çekilir , eskilerin kaldığı yerden yeni hayatlar oluşur .
.
Biraz meditasyon, biraz puzzle çözme gibi okuduğum zor bir şaheser . Çok beğendim.