Uzun zaman sonra tekrardan okuduğum bir eserdi. Olağanüstü bir eser. Her okuduğumda farklı yönleri ile dikkatimi cezbediyor. Eserde kendimize ait birçok benzerlik görmek mümkün, sanırım bir çoğumuz yaşanmış güzel şeyler hatrına yaşamaya çalışıyoruz..
Hümanist bir yaklaşımla idamı ele alan yazarımız idamı hiçbir insana yakıştıramadığını , kendi idam gün ve saatini bilen ve bekleyen kahramanımız la beraber işlemiştir . Kendi idamını beklerken aynı zamanda da son ana kadar içinde affedilme umudu beslemiştir kahramanımız.
hangi kitapta okudum bunu bilemiyorum, ama yalnızca iyi şeylerden sözeden bir kitapta, “bütün insanlar günü belirsiz bir ölüme
mahkûmdurlar,” diye bir cümle okumuştum.
İdam hükmünün okunmasına kadar,soluk aldığımı,hareket ettiğimi, öteki insanlarla aynı ortam içinde yaşadığımı
hissedebiliyordum; oysa şimdi, onlarla benim aramda bir duvar vardı.
İşlendiği bir suç yüzünden değilde annesinin mezarı başında ağlamadığı için idama mahkum edilmiş bir adamın hikayesidir kendi arkadaşlarının mahkeme salonunda kendinden nefret etmesi üzerine , sevdiklerinden ve insani değer yargılarından yabancılaşmış bir adamın mükemmel bir şekilde işlenilmesidir
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,8bin okunma