I
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaraylı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
geçitlerinde yasaklanmış mevsim hatıralarıyla
sana nereden geleyim?
Artık her ses içimdeki bir sözün
....
Her gün yeni baştan yaşamak mümkün olacak mı dersin?
Bir gün öncesine korkak bir bezirğanlıkla sarılmadan yaşayabilecek miyiz?
Yoksa, yarından korktuğumuz için, düne köle gibi bağlanacak mıyız?
....
Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilemeyiz...