Sevgi yeryüzünü, gökyüzünü, tüm yaşamımızı anlamlı hale getirir. Sevdiklerimize özen göstermezsek işler bizim istediğimiz şekilde gitmeyebilir.
Yaptığımız hataları kullanabilmeyi öğrenmemiz gerekir.
Bize ait olan bir şey bize ait olduğu için kıymetlidir. O şey olduğu için değil.
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Nilüfer Yayınları · 2017235,2bin okunma
Kitabı okuduktan sonra her şey güllük gülistanlık olmayacak. Sadece bir bakış açısı katıyor. Örnekler vererek insan hayatına anlam katmaya çalışmış. Açıkçası tam istediğimi alamadım. Ya da benim psikolojim gerçekten bozuk :)
Kitap aslında şu temelde yazılmış:
ÿ"Bir insanın yaşama amacını elinden alırsanız, hayatın bir anlamı kalmaz.ÿ"
Yazar kısaca diyor ki kendinize bir hedef bir amaç belirleyin yoksa boşluğa düşersiniz..Günümüzün en büyük sorunlarından biri de bu değil mi zaten?
Can sıkıntısı. Her şey can sıkıntısından..Çünkü çok fazla düşünüyoruz...Cehalet mutlulukmuş gerçekten.
“birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... ne aradığımızı bilmeden aramak...” mantığın devre dışı kaldığı an bu olsa gerek
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,8bin okunma
“İnsanlar kendilerinden daha çok şey bilen birini çevrelerinde görmekten hoşlanmazlar. Sinirlenirler. Doğru konuşarak onları değiştiremezsin, kendileri öğrenmek istemelidir, onlar öğrenmek istemiyorlarsa bir şey yapamazsın, ya çeneni kapar ya da onlar gibi konuşursun.”
Kitap aslında bizlere çok şeyi sorgulatır nitelikte ancak benim sorguladığım en önemli şey;
hırs, intikam, kin gibi duygular gerçekten var olmalı mı? Eğer varsa da o duygular doğrulara
ne derece yönlendiriyor? Sizce de intikam hırsı ve kin bizi eritmiyor mu? Şimdi ne kaldı
Alamut Kalesi’nden geriye? Hasan Sabbah’tan ne kaldı ki?
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm...
Parisliler, Parisliler,
Paris yanıp yıkılmasın.
Aç kollarını İstanbul sana geldim
Gerçekten gördüğü ilgili hak eden bir kitap. Çok iyi psikolojik tahliller içeren ve duyguyu en derinden hissettiren bir anlatıma sahip. Anlattığı hikaye aslında çok hayatın içinden. Çünkü biz de aynı kitapta Raif Efendi 'yi görmeyen karakterler gibi çevremizde karşılaştığımız Raif Efendileri göremiyoruz. Hiçbirimiz aslında kimsenin hayatını tam olarak bilemiyoruz ve en empatisi yüksek olanımız bile bazı insanlara ön yargı ile yaklaşabiliyor
Hayatımda en modern Türkçe'ye sahip kitap. O kadar ustaca yazılmış ki 626 sayfalık bu kitabı olay örgüsü ve akıcılığı sayesinde bir çırpıda okuyup bitirebilirsiniz. Bu kitabı okuduğumda o döneme, Ötüken'e gidip orada yaşamak o karakterlerle arkadaş olmak, cenk etmek ve Kürşad'ın 40 yiğidinden biri olup; onlarla beraber Çinlilere baş kaldırmak ve savaşmak istemiştim. :) Öyle bir kitaptır yani kendileri... :)
Kitap gerçekten harika insanı kendine çekiyor. Şöyle ki tinsel boyutta bir kitap ayni zamanda allah aşkıni mevlanayi semsi anlatıyor içeriğinde din kitaplarında bulabilcemiz türden donelerde var ve bazıları yorumlanıyor bunları okurken karakterlerin hikayeleştirildigini unutulmamalı.
biliyorum,
"biz bu ilden gider olduk,
kalanlara selam olsun." demişti...
yine biliyorum,
"bizim için hayır dua kılanlara selam olsun." demişti...
ve sevgili'ye gittiği o geceden sonra adının dilden dile,