1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü almış olan Hermann Hesse'nin eseridir. Siddhartanın kendini bulma,tanıma,keşfetme hikayesini anlatır. Hermann Hesse de o yıllarda benzer arayışlar içinde olmalıydı bu kitap gibi Bozkırkurdu ve Boncuk Oyunu gibi kitapları da yazmıştır.
Kitabın kahramanı Siddhartha delikanlılık çağında yaşamın anlamını sorgular, hayatın sırrına erişmek için en yakın dostu Govinda ile birlikte evini terk eder ve yollara düşer. Bir süre yaşamın nimetlerinden el etek çekerek bu sırra kavuşmaya çalışır, aradığını bulamaz, bir süre de yaşamın nimetlerinin tadını sonuna kadar çıkararak amacına ulaşmayı umar. Hangi yolu seçse ilk başta doğru yolu bulduğunu düşünür, ancak aradığını bulamayınca yeni yollara sapar. Yolculukları sırasında Govinda ile Buddha’ya rastlarlar ve Govinda Buddha ile kalır,Siddhartha Buddha’ya saygı duyar ama ulaşmaya çalıştığı şey için Buddha’da da yeterli değildir. Siddharta yolculuğunun aşamalarından birinde tüm öğretilerin yetersizliğini fark eder. Bu sefer dünya nimetlerini sonuna kadar yaşamayı dener yıllar sonra yanlış olduğunu düşünür her şeyini bırakır yine yolculuğa çıkar. Kitabın sonlarına doğru doğa ile bütünleşir aradıklarını bulmuş gibidir.
Kendini tanımak, dinlemek isteyenler için güzel bir kitap. İnsanın kendi arayışına yardımcı oluyor. Hayatın anlamı üzerine düşündüren etkileyici bir kitap.
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,9bin okunma
Karamazovlar’ı Dostoyevski’nin zirvesine hatta cahilliğimden cüret alarak edebiyat tarihinin zirvesine koyarak başlamak istiyorum. Bu noktada Suç ve Ceza’yı öne atarak itiraz edenler olacaktır ki bana kalırsa bu iddiada bulunanlar henüz Karamazovlar’ı okumayanlardır. Ecinniler de Raskolnikov karakterini şöyle böyle içinde barındırdığından Suç ve
Bir kitap hakkında ancak bu kadar hayal kırıklığına uğrayabilirdim. 1957 Nobel de Yabancı ‘yla kapışmışlar ve Yabancı bir puan farkla Nobel’i almış. Cidden bu kitap nasıl Yabancı’ya rakip olabilmiş, o dönem insanlar nasıl bir psikolojideymiş anlamak mümkün değil.
Zorba en yalın haliyle umursamaz biri. Kağıt faresi olarak nitelendirdiği patronuna nutuklar çeker sürekli. Okuma yazması dahi yoktur ama hayatı boyunca edinmediği tecrübe kalmamıştır. Her bataklığa girip çıkmıştır. Zorba hayatıyla ilgili nutuklar çekerken, Patron da” vaaay ben hiçbir şey bilmiyormuşum” der durur. Kitap kısaca çok gezen çok okuyandan daha iyi bilir demek istiyor.
Bir kadın olarak Zorba’nın kadınlar hakkındaki düşünceleri beni aşırı rahatsız etti. Nietzche bile kadınlar hakkında böyle nutuklar çekmemişti. İnsanların ise böyle bir karakteri idol alması anlaşılır şey değil gerçekten.
Oo hiçbir şeyi umursamıyorum, dünyanın canı cehenneme diyen lise çağında bir ergenseniz okumaktan zevk alabilirsiniz. Gerçek bir okuyucu için vakit ve nakit kaybı.
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016bin okunma
Zeynep hanım incelemelerinizi çok beğendim bir şey sormak istedim kitapları yorumlarken verdiğiniz bu bilgilere nasıl ulaştınız . Mesela Nobel’de yabancı ile kapıştığına ve diğer tüm incelemelerde de böyle bilgiler var merak ettim . Ben de kitabı okuyup geçenlerden değilim bir kitap nasıl ne şartta yazılmış merak ederim hep
Kitabı okurken internette hakkında ne yazılıp çizilmiş onlara bakıyorum, Rus edebiyatı için de çok iyi biyografi yazarları var onlara bakmak fazlasıyla ufuk genişletir
Sürekli okuyan yığınlar... Gerçek bir ütopya bu cidden. Katılıyorum bir özelliği kalmazdı ancak herkeste azami derecede kitaplar üzerine konuşabilecek bir birikim olması hiç de fena olmazdı sanki:)