"Kelebeği öldürürse yağmur... Sence yağar mı bir daha? Yağmurun her düşüşü bir ölüm zaten. Yalnızca öldüğü yerden baştan doğar her defasında. Ama... Söz konusu kanatlarını ıslattığı ve öldürdüğü kelebek olursa... Yağmur bir daha baştan doğmayı göze alamaz. Son kez bırakır kendini gökyüzünden aşağıya ve kaybolur gider sokağın paslı ızgaralarında."
"Rüzgar sensin Ömer," dedim... "Bazen kasıp kavuran, bazen rahatlatan fakat her daim ürperten bir rüzgâr..."
"Güzel," dedi. "Ne kadar şiddetli eserse essin, o rüzgârın yine sende durulacağını unutma."
"İşte beni üzen de bu ya. İnsanın bu kadar kolay mutlu olabileceğine inanmıyorum. Mutluluk, kapılarında ejderhaların beklediği masallardaki saraylara benzer. Bu sarayları fethetmek için savaşmak gerekir..."
"İntikam öyle bir duygu ki, bir elimi gökyüzüne doğru kaldırdığımda avuçlarımın içine yıldız tozları doluyor fakat diğer elim ise yeryüzündeki toprakta zehrini ekiyor." Prometheus derin bir nefes daha aldı. "Yıldız tozlarını serbest bırakmayı ben istemedim fakat gökyüzü beni kabul etmedi; ben de yeryüzüne zehrimi ektim."