Bu dünya, kışların geçmesi gibi geçer. Ve öbür dünya, yazların gelmesi gibi gelir. İnsanlar, sararıp toprağa karışan, çöl otları gibi ölürler, sonra baharda boy veren, bin bir renkli parlak çiçekli bitkiler gibi topraktan doğrulurlar. Ölüler, gün ışığında görünmeyen yıldızlar gibidirler. Vakti gelince, hepsi bir düğmeye basmakla vaziyetini alan lunapark rölyefleri gibi doğrulurlar.