Umudun kıyısında dolanan muhayyilem durmadan kıpraşıyor, aynı arzular etrafında şafak vakti çan kulesinin etrafında uçuşan kırlangıçlar gibi kanat çırpıp duruyordu. Hülyalıydım, mahzundum, hatta ağlayıp duruyordum ama o leziz gençlik ve çoşkun yaşama duygusu bazen bir şiirdeki ahenkten, bazen bir akşamın güzelliğinden ilhamla, kalbimde gözyaşları ve hüzün arasında baharda toprağı delen çimler gibi yeşeriyordu.