Hasan el-Basri rahimehullah şöyle demiştir:
"Şu kalplere Allah'ı hatırlatarak konuşun.Zira muhakkak onlar çabucak unutmaktadır.Şu nefisleri gemleyin,çünkü onlar hevaya çok meyledicidir.O ancak şerrin hat safhasına kulu götürücüdür.Eğer onun sizi her çektiği yere giderseniz elinizde hiçbir şey kalmaz."
|Abdullah b. Mübârek,Kitâbu'z-Zühd: 268.|
Kim bir edebi küçük görürse, sünnetlerden
Sünnetleri küçük gören farzlardan
Farzları küçük gören de marifetten yoksun olmakla cezalandırılır.
[Abdullah b. Mübarek ra]
Şöyle dediği nakledilir: Edebi basit görenin, ifâ ettiği sünnetlerde aksamalar olur. Sünnetleri basit göreni farzlardan mahrum ederler. Farzları basit göreni ilâhi marifetten mahrum ederler.
Adamın biri Abdullah b. Mübarek'e gelerek, çocuğundan şikayet eder.
Abdullah:
- "Çocuğuna hiç beddua ettin mi?" diye sorar. Adam:
- "Evet, ettim." deyince, Abdullah:
- "Çocuğun ahlakını sen bozdun." buyurur.
Abdullah b. Revâha'nın söylediği recezlere de ara sıra iştirak eden peygamberimiz ve bütün müslümanların büyük çabaları sayesinde birkaç gün içerisinde 66'ya 66 zira (her zira 75 ile 90 santim arasındadır) eninde-boyunda ve 19 zira yüksekliğinde mübarek Kuba mescidi inşa edilmiş ve Resullullah (a.s) ile birlikte cemaatle namaz kılınmıştır. Bilâhare; Hazala b. Anî Hanzala Hazretlerini Kuba camisine imam, Sa'd b. Aîz (meşhur Sa'd'ül-Kuraz)'ı da müezzin olarak tayin eden Allah'ın yüce resulü cuma günü öğleye yakın bir vakitte, tüm müslümanlarla birlikte Medine'ye doğru hareket eder, 'Cihanşümul İslâm Inkılâbı'nın pay-ı tahtı" özelliğinde olan bu bahtiyar şehrin mutlu sakinlerine yönelir.
Allah-u Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim de medh ettiği "...Ta, ilk günde temeli takva üzerine kurulan mescit..." dediği ve cemaatini de övdüğü mübarek Kuba mescidi de bu Cihanşümul İslam İnkılabının ilk ve önemli bir ilim, irfan, ahlâk, takva, siyâset, ıktisat, hukuk, içtimaiyat, cihâd, hareket, eğitim öğretim ve kültür merkezi vs. olarak tarihî misyonunu icraya ve ifaya başlamıştır.