Sandık
Şekerli suya ekmek banan çocuklardık Ve tuza Yaralı pantolonlarla bilye peşinden koşan, Çamurda yuvarlanan, Düştükçe yuhalanan Kurbağalarla aynı gölette yüzen Aklı üç karış havada, Düşü gökyüzünde başıboş gezen çocuklar… Yanık bir türküde pişirirdi lor çorbasını annem Ve bir uzun havada susadıkça umuda, gözyaşlarını içerdi Acılar bir çay
Sayfa 35
abiler,ablalar gözüm gibi baktığım yaralarım var kırağı düşmüş güller gibi naif ve kırılganlar
Sayfa 45 - Lakin yayıneviKitabı okudu
Reklam
“Tanrı ile hiçbirimizin tanışıklığı yeni değildir Salih. Daha doğduğumuz gün tanışırız onunla. Bizim ilk tanrılarımız bize bakan, bizi büyüten, yedirip içeren, doğruyu yanlışı gösteren anne babalarımızdır. Zamanla bu küçük tanrıların adedi çoğalır. Ablalar, abiler, dayıları, halalar, öğretmenler, amirler, müdürler, başkanlar ve son olarak toplum. Bizler, işte bu küçük tanrılardan öğreniriz sevmeyi, saymayı, hoşgörüyü ya da isyanı.”
Sayfa 180Kitabı okudu
Kuran kursları, ablalar, abiler, tarikatlar...
Bu çocuğun hayattan elini eteğini çekmeden önce onu tanımaya hakkı olduğunu, kendisine hiç danışmadan onu tüm günahlardan uzak tutmak bahanesiyle tüm sevinçlerden uzaklaştırmanın, cehaletinden ve yalnızlığından yararlanıp onda yapay bir ilahi tutku oluşturmanın bir insanı varlığın doğasını bozmak ve Tanrı'ya yalan söylemek anlamına geleceğini düşünüyordu.
Sayfa 178Kitabı okudu
Dağ yollarında gördüğü, meşelerin arasında hemen gözden kayboluverenlerle, buradaki solcu abiler ve ablalar farklıydı. Buradakiler mahallenin girişinde ve çıkışında nöbet tutuyor, kapı kapı gezip kimin ne ihtiyacı olduğunu soruyor, memleketten gelen yeni bir tanıdığa gecekondusunu yapabilecekleri arsayı buluyor, arsa simsarlarinin eline düşen varsa, onları da kurtarıp mahallenin sınırlarını genişletiyorlardı. Abiler ve ablalardan bazıları, bazen eksilurdi. Kimse kalanlara sormazdı, eksilmeleri olağann karşılanırdı. Bu da büyüklerin arasında bir sır olmalıydı.
Sayfa 24 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ölü Yıldızlar
Ölü yıldızlar kamaşırken bakire semalarda Köpekler çöp bidonlarına dayanmış, Ve ay henüz belirmişken, İçimdeki uçurumdan düşüverdim Tren istasyonları sessizliğe gömülüyordu Arınıyordu caddeler arabalardan Sokaklar seyrekleştikçe kalabalıktan
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.