Şeytan gerçekten var mı? Eski Çağlardan beri Şeytan'ın varlığına ve kötü işlerine dair birçok hikâye anlatıldı ve yazıldı. Çağımızda birçok kişi onu bir hayal ürünü veya komik bir karikatür olarak görüyor ve sonuç olarak yeterince ciddiye alınmıyor. İnsanların çoğunun Şeytan hakkındaki bilgisi eksik ya da yanlış olduğu için onun tarafından daha
Sayfa 16 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Bugünkü insanlığın en büyük düşünürlerinden olan Rabelais, Pythagores' i, Hippocrates'i, Aristophanes'i ve Dante'yi nefsinde toplayan bu adam, bundan üç yüz yıl önce: "Insanoğlu küçük bir evrendir." dedi. Üç yüzyıl sonra da, Isveçli büyük mistik filozof Swedenborg, dünyanın bir insan olduğunu söylüyordu. İnanmayanların piştarı ve mistik filozof, düsturların en büyüğünde birleşiyorlardı öylece... * Pythagores: Tenasüh nazariyesini Yunanistan'da yayan ünlü filozof. * Hippocrates: Eski zamanların en büyük Yunan hekimi. İsa'dan önce 460 yılında doğdu. * Aristophanes: Eski Yunanistan'ın en ünlü ko medi şairlerinden. Isa'dan önce beşinci yüzyılda yaşadı. *Dante: Floransa'da doğmuş ünlü Italyan şairi. (1265-1321).
Reklam
2. Cilt
Her türlü zorluğu yaşamış, kaderinin yaraları hala kanayan, bir zamanlar kötü biriyken şimdi bir ermişe dönüşmüş, küreğin zincirini taşıdıktan sonra şimdi sonsuz bir lekenin görünmez ama ağır zincirini sürükleyen, kanun yakasını bırakmadığı için yeniden yakalanıp erdemin karanlığından, halkın önüne bir yüzkarasının aydınlığa çıkarılmasının olası olduğu her dakika hisseden bu adam her şeyi kutsuyor, herkesin iyiliğini istiyor ve Tanrı'dan bu çocuğun yüreğini kendisinden ayırmamasını istiyordu. Cosette tarafından sevilmek, kendini dinç, dingin, huzurlu, tatmin olmuş, ödüllendirilmiş, taçlandırılmış hissetmesini sağlıyordu. Ona ''Daha iyi bir hayat ister misin?'' diye sorulmuş, o ''Hayır,.'' yanıtını vermişti. Tanrı ona ''Cenneti ister misin?'' diye sorulmuş, o ''Orada mutlu olamam,'' demişti.
Sayfa 194 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Afyon - Sinan Paşa Köyü
Mahkemede konuk olduk. Karahisar toprağında Sıçanlı kadısı burada oturur, zira vilâyet ortasıdır. 150 akçe asumanî kazadır. Zira halkı sıçan gibi zararlı Etrak kavmidir. Karahisar paşasının voyvodalığı hükmündedir. Bir mesiregâh, yeşillik ve otluk ova içinde 200 haneli Müslüman kö­ yüdür. Dört tarafındaki köylerden nice bin adam toplanıp hafta­ da bir büyük pazar olur. Ve nice bin yüksek çınar ve salkımsö- ğüt ağaçları ile süslenmiş bir namazgâh vadisinde muhabbet pa­ zarı olur. Ona on havuzları var. Pazar günleri bu havuzlar içine yaşlı genç herkes girip yüzerler. Havuzların çevresinde ufak te­ fek maksurelerde pazar halkı sohbet edip hanende, okuyucu ve çalıcılar güzel nağmeler çalarlar. Herkes dostları ile kol kol kavi ü karar edip içip eğlenirler, büyük dinlenme yeridir. Bu mahal­ lin yapıları baştan başa Gazi Sinan Paşa hayratı olmakla Sinan Paşa Köyü derler. Büyük camiin kapısı üzere tarihi budur: Sinan Paşa bilüp dünyâ fenasın Diledi kim yapa ukbâ binâsın Yazanlar bu safa darına tarih Kodular inde gaybin hadd-i tasın. Hanları, hamam imareti, medrese ve sıbyan mektebi hep kurşunlu kârgir büyük yapı hayratlardır. İmaretinde nimeti sa­ bah akşam yolculara ve komşulara boldur. Sinan Paşa bu bina­ ları inşa ederken bu diyarın Etrakinden çok incindiğinden "Bu Sıçanlı'dan ne hâsıl ola ki yiyeler" diye buyurmuşlar. Sonra San­ dıklı Beli'ni aşıp beşinci saatte,
“Ben hayatımın delikanlılık çağından bu yana kadar düşüncelerimde hiçbir temel değişiklik yapmadım. Yani soldan hareket ettiğim de, sağda karar kıldığım da yanlış bir değerlendirmedir. Hiçbir zaman sol da olmadım, sağ da. Böyle bir sınıflama sokaktaki adam için geçerli olabilir. Ömrünü düşünceye adayan, Eflatun'dan Marx’a kadar her düşünce adamını sevgi ve saygıyla selâmlayan, bütün dinlere, bütün mezheplere saygılı bir kimsenin herhangi bir kilisede barınabileceği nasıl düşünülebilir?..” (Somut, 2.12.1983)
İletişim Yayınları
630 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.