Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Reklam
Şu adam gerçek olsaydı, ölmesi dünyayı 2 çağ geriye atardı yemin ederim
"Elbette parolanı unutmazsan." "Bu çok tuhaf olurdu, doğru." Alaycı bir sesle, "Herhalde bir yerlere yazmışsındır, öyle değil mi?" diye sormuştu Ambra. Bunun üzerine Edmond kahkahayı patlatmıştı. "Küfür mü ediyorsun? Bilgisayar uzmanları asla parolalarını yazmazlar. Yine de endişelenmeye gerek yok. Benimki sadece kırk yedi haneli. Unutmayacağıma eminim."
Sayfa 150 - Ambra-KirschKitabı okudu
"Mustafa Kemal'e dağ yolundan gelen bu ihtiyacın arasındaki hem düşündürücü, hem hoş bir konuşma başlar. İhtiyar ,Çukurova'dan dönmektedir. Paşa sorar: _Ağa, yoksa oralarda geçinemedin mi? Hayır , oralarda iyi geçinmistir. Çocuklarda çalışkandır . Ama kulağına bu sözler çalınmıştır _ Son günlerde işittim ki, İstanbul'daki ırzı kırıklar, bizim Erzurum'u Ermenilere vereceklermiş . Geldim ki görem , bu namertler kimin malını kime verirler?.. Mustafa Kemal'in ruhunda yolların kasveti, yolların insansızlığında uyandırdığı minnetle........ ......... ....... ....... Bu milletle neler yapılmaz ki?"
Sayfa 90 - Remzi YayıneviKitabı okudu
Erzincan'a kadar yollar, dağlar ıssızdır. Hele yeni biten dünya savaşı, buralarını boşaltmış, insansız bırakmıştır. Yollarda tek tük, berbat, sefil, yorgun-argın bazı göçmen kalıntılarına rastlanır. Bunlar Birinci Dünya Savaşının Ağrı'dan, Erzurum taraflarından söküp, İç Anadolu'ya, Çukurova'ya attığı muhacirlerin artakalan döküntüleridir. Hepsi de aç, çıplak, vasıtasız ve ümitsizdirler. Mustafa Kemal bunları dikkatle süzer. Her rastladığı kafile, onu derin derin düşündürür. Dağlarına, ovalarına daldığı bu uçsuz bucaksız diyarlarda bir avuç tükenmiş insan! Halbuki tasarladığı savaşı, işte bunlarla yapmak zorundadır. Bir defasında, bir su başında bunlardan biriyle konuşur: - Nerelisin ağa? +Eleşkirt tarafından. Çukurova'dan gelirik... -Hepiniz bu kadar mı? +Çohtuk paşa can, çohtuk. Gidende dağlar, dereler göçü almazdı. Bal, lor, davar istediğin kimi. Ama şimdi at da bu, külfet de bu. İster al, ister sat paşa can... Evet, ister al, ister sat! En doğru söz buydu.
Ben, Anadolu’da yeni bir hükümet kurmak fikrinin ilk defa nerede ve kimler arasında belirdiğini Ali Fuat Cebesoy'dan da sormuşumdur. Bu konuda ve bir mektubunun 9’uncu sayfasında şu cümle vardır: “Anadolu millî hareketinin esaslarını, Atatürk’ün Şişli’deki evinde yalnız ikimiz hazırlamıştık. ”
Reklam
TEVAFUK UĞRUNA İŞLENEN BİD'AT
Selef-i salihin, Kur'an konusunda devamlı takva üzere hareket etmiş, bu konudaki her yeni yaklaşımı çekince ile değerlendirmiş, ihtiyatla karşılamışlardır. Öyle ki, bu endişe, hayırlı ve ümmete faydalı işlerde dahi onlardan ayrılmamıştır. Vahiy kâtiplerinden biri olan Zeyd b. Sabit el-Ensari (ra) şöyle demiştir: "Ebu Bekir, Yemame
Sayfa 79 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Kumanda'n İsmet!
Kendi anlatımına göre İsmet Paşa, Mustafa Kemal'le 1916'daKafkas Cephesi'nde tanışmıştır. Kendisi 2. Ordu'nun kurmay başkanıyken başlarına Mustafa Kemal atanır. Ordunun durumunu sorarkendisine. İsmet Bey de 2 saat boyunca anlatır ve bir taarruz teklifinde bulunur. Mustafa Kemal de bayılır bu teklife. İnönü'ye
Sayfa 58 - TimaşKitabı okudu
"Onları cezalandırmak için düello hoş görülüyor." "Peh! Düello," diye haykırdı Kont, "inanın ki, hedef intikam olduğunda hedefe varmanın eğlenceli bir yoludur! Bir adam sevgilinizi kaçırır, bir adam karınızı baştan çıkarır, kızınızın onurunu lekeler; Tanrı'dan yarattığı her insana vadettiği mutluluktan payını isteyen tüm bir yaşamı keder, sefalet ya da alçaklıkla mahvolmuş bir var oluşa dönüştürür ve siz de ruhunuzu çılgınlıkla, yüreğinizi umutsuzlukla dolduran bu adamın göğsune bir kılıç sapladığınız ya da kafasına bir mermi sıktığınız için intikamınızı aldığınızı sanırsınız! Hadi canım! Üstelik düelloyu sıklıkla o kazanır, herkesin gözünde aklanır ve bir şekilde Tanrı tarafından bağışlanır. Hayır, hayır, birin den intikam alacak olsam bu yöntemi asla denemezdim.."
Sayfa 457 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. CiltKitabı okudu
Reklam
Buhârî ve Müslim'in Safiyye binti Huyayy radıyallahu anhådan naklettikleri bir hadiste şöyle gelmiştir: "Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem itikâftayken gece vakti onu ziyarete gittim. Onunla konuştuktan sonra eve gitmek üzere kalktım. O da benimle birlikte kalktı. O sırada Ensar'dan iki adam yanımızdan geçti. Adamlar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi görünce adımlarını hızlandırdılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onlara şöyle buyurdu: 'Yavaş olun! Bu kadın Safiyye binti Huyayy'dır.' Adamlar dediler ki, sübhanallah yâ Resûlallah! Bunun üzerine onlara şöyle buyurdu: Şüphesiz ki şeytan, insan vücudunda kanın aktığı yerde akar. Ben şeytanın kalplerinize bir kötülük atmasından endişe ettim."
Sayfa 519Kitabı okudu
“Taggart Transcontinental’dan ayrıldığından beri neler yaptın?” diye sordu. “Eh, pek çok şey.” “Şimdi nerede çalışıyorsun?” “Özel görevdeyim, bir bakıma.” “Ne tür?” “Her tür.” “Bir demiryolu şirketinde değilsin, değil mi?” “Hayır” Sözcüğün keskinliği ve kısalığı, onu tam açıklamalı bir cümle kadar anlamlı kılıyordu. Dagny amacının anlaşılmış
Sayfa 506 - PegasusKitabı okudu
22. Beyan Günahı gizlemekteki ruhsat
Bilmiş ol ki, ihlásda aranan, gizli ve áşikárenin müsavi olmasıdır, Nitekim Hz. Ömer adamın birine: Amelin Aşikâresine devam et, deyince, adam: Amelin áşikâresi nedir? diye sordu. Hz. Ömeri İnsanlar duyduğu zaman onlardan utanmayacağın ameldir, Riyâkar olmayan sadiklara gelince sekiz cihetten gizlemek doğrudur. 1-Günahlarını Allahü Teala'nın gizlediğine sevinmek ve açıklandığına üzülmektir. 2-Günahların aşikâre yapılmasından Allahü Teala'nın hoşlanmadığını ve gizlenmesini sevdiğini bildiği için kusůrlarını gizlemektir 3-Kalbini ve aklını Allahü Teálá'nın ibadetinden meşgül etmesi ve üzülmesi bakımından günahı sebebiyle zemmedilmesinden korkmaktir 4-Tab'an yerilmekten hoşlanmayıp üzüldüğü için, kusurların kapalı kalmasını ister. 5- Zemden hoslanmaması, kendini zemmeden kimsenin zemm sebebiyle günahkar olması bakımındandır.Bu maksadla zemden hoslanmamak,iman kuvvetinden gelir.Fakat buradaki samimiyetin nişanı,başkasinin zemmedilmesine de üzülmektir 6-Gunahini gizlemenin altıncı sebebi kendisine bir kötülük yapılmasından korktuğu içindir. 7-Yalniz utandığı için kusurunu gizlemektir ki,bu zemmin eleminden ayrı ve iyi bir ahlakın neticesidir.Bu hayâ,akıl nurunun yenibparladigi gençlik çağında başlar.O duyulan kusurlarından utanır.Bu güzel bir vasıftır . *Hayanin hepsi hayırlıdır .* Buhari ve Müslim Ebu Hureyre den (RA) rivayet edilmiştir *Haya,imanın dallarından bir daldır * Buhari ve Müslim, İmran dan rivayet edilmiştir *Haya ancak hayır getirir.* Taberani,Fatma dan rivayet etmiştir.
Hans haklı...
Büyük ırkların hepsi, daha en başta kendi mitlerini yaratmışlardı; peki Avusturya ’ya ait bir mit var mı? diye sordu Hans, onun sorusuna karşılık olarak. Ya da tamamen Avusturya ’ya ait bir din? Bir destan? Ne Katolik, ne de Protestan dini burada doğmuştu; kitap basma sanatı ve resim sanatının gelenekleri Almanya ’dan gelmişti; hanedan, İsviçre,İspanya ve Lüksemburg'tan beslenmişti ; teknik İngiliz ve Alman kökenliydi; Viyana, Prag ve Salzburg gibi en güzel şehirler, İtalyanlar ve Almanlar tarafından inşa edilmişti; ordu, Napolyon örneğine göre düzenlenmişti: böylesine olmayan bir devlet kendine özgü hiçbir şeye girişmemeliydi ; bu olmaz devletin tek kurtuluşu Almanya ile birleşmek olabilirdi. - "Evet, şimdi heralde bizden öğrenmek istediklerinizin hepsini bilmektesiniz! "
Bir adam sevgilinizi kaçırır, bir adam karınızı baştan çıkarır, kızınızın onurunu lekeler; Tanrı'dan yarattığı her insana vadettiği mutluluktan payını isteyen tüm bir yaşamı keder, sefalet ya da alçaklıkla mahvolmuş bir var oluşa dönüştürür ve siz de ruhunuzu çılgınlıkla, yüreğinizi umutsuzlukla dolduran bu adamın göğsüne bir kılıç sapladığınız ya da kafasına bir mermi sıktığınız için intikamınızı aldığınızı sanırsınız! Hadi canım!
Sayfa 458Kitabı okudu
614 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.