--DELİLER-- Çocukluğumuzda, o zamanlar deli dediğimiz fakat simdi düşündüğümde deliler miydi yoksa çoğumuzdan akıllı mı karar veremediğim insanlar vardı etrafımızda. Eskiden deliler toplumdan dışlanmaz, toplumun içinde ömürlerinin sonuna kadar hayatlarını sürdürürlerdi. Her mahallede olan bir çeşit gizemli şahsiyetlerdi. Bunların sayısı bazen
Bu kaçıncı sevmem seni.. ..dört oldu sanırım .. Dörtleri sevmem aslında .. her sey üçte bitmeli .. 1..2..3 üç benim uğurlu sayım.. bir dünya safsata yazılmış üç üzerine numaralojide.. çok da umurumda değil... merak da etmiyorum artık derinlerdeki anlamları.. .. ..yoruldum ..oysaki ki en büyük özelliğidir kedinin "merak" .. ..ta ki bir
Reklam
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّ الصَّلٰوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا * 1 BİR ZAMAN sinnen, cismen, rütbeten büyük bir adam bana dedi: "Namaz iyidir. Fakat hergün, hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor." O zâtın o sözünden hayli zaman geçtikten sonra, nefsimi dinledim. İşittim ki,
Sayfa 362Kitabı okudu
Kadın dövmek...İçimden ne geliyor bilir misiniz ? Şimdi bizim neferi çağırmak, bu adamı bir ağaca bağlatıp kalın bir sopa ile canını çıkarıncaya kadar pataklamak.
Sınıfta kaldığım o sene - Nihat Genç
Sınıfta kaldığım o sene (hikaye).......... (dikkat yazı çok uzundur) BİR
Kar yağarken çocukları kurşuna dizdiler. Herhangi bir nedeni yoktu. Ne ellerini, ne de gözlerini bağladılar. Soru sorulmadı. Yalnızca en esmer olana ağaca bakmaması söylendi. O da gözlerini askerin çamurlu botlarına çevirdi. Sonra sessizlik oldu. Çocuklar hiç üşümediklerini fark etmediler. Korkuyorlardı, nedenini boşverdiler. Yalnızca esmer çocuk ikide bir ağaca bakıyor, ıslak bir kızarıklık rüzgarla gözlerine bulaşıyordu. San dişleriyle alt dudağını ısırarak, "lanet olsun" dedi. "Ben kötü bir şey yapmadım ki. Neden dövüyorlar bizi. Sadece duvarlara yaşamak istediğimizi yazdık. Daha iyi bile değil sadece yaşamak istediğimizi. Bağırmış da olabiliriz. Belki sokaklarda çok hızlı yürüdük, belki botlanmızın sesi biraz fazla çıktı. Ama biz üşümemek için koşuyorduk. Belki de baba bütün suç senindi." Yağmur yağıyordu ve çocuklar ilk kez bir şey hissettiler. Dönecek yerleri yoktu. "Ayağıma bakma" diye bağırdı asker. "Ben de bir şey yapmadım. Ama bir suçlu gerek adalet için. Ve adalet için kurban gerek bir kahramandan çok." Ama çocuklar yine de askere bağırmak istediler: "Neden av tüfekleriyle vuruyorsunuz, neden salıncakların ipleriyle boğuyorsunuz, neden yağmurdan sığındığımız duvarların altında taşa tutuyorsunuz. KALBİNÎZÎ SÖKÜP ALAN BİZ DEĞİLDİK Kİ..."
Reklam
215 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.