“ Ah keşke, sevdiğimiz ruha doğru eğilip bir aynadaki gibi suretimizi görebilsek, kendimizi okuduğumuz gibi, hatta kendimizden de iyi, başkasını okuyabilsek! Şefkat ne kadar dingin, aşk ne denli saf olurdu!”
görebilsek önümüzü azıcık
seçebilsek ardımızı tozdan dumandan
gürültüye gitmese kısa günümüz
kaygusundan geleceğin
ve geçmişin pişmanlığından
ah bir varabilsek o boyutlara!
görebilsek önümüzü azıcık
seçebilsek ardımızı tozdan dumandan
gürültüye gitmese kısa günümüz
kaygusundan geleceğin
ve geçmişin pişmanlığından
ah bir varabilsek o boyutlara!
“Ah keşke sevdiğimiz ruha doğru eğilip bir aynadaki gibi suretimizi görebilsek,kendimizi okuduğumuz gibi hatta kendimizden de iyi , başkasını okuyabilsek ! Şefkat ne kadar dingin, aşk ne denli saf olurdu!”
gülmeyin bize gülmeden yaşamak ne ki
satranç oyunu mu ah onu bilmiyoruz
onu bilmiyoruz çok yazık gelin körebe oynıyalım
körebeyi bilir misiniz siz biz hep körebe oynarız
körebeyi bilir misiniz siz biz hep körebe oynarız
ve de hep ebe biz oluruz hep kör hep kör
çıngıraklı şeytanlar dolaşır hep her yanımızda
hep her yanımızda karanlıktır
Ah keşke, sevdiğimiz ruha doğru eğilip bir aynadaki gibi suretimizi görebilsek, kendimizi okuduğumuz gibi, hatta kendimizden de iyi, başkasını okuyabilsek! Şefkat ne kadar dingin, aşk ne denli saf olurdu!"
"Ah! Keşke sevdiğimiz ruhun üzerine bir ayna misali eğilip ondaki yansımamızı görebilsek! Ah! Keşke kendimizi onlarda okuyabilsek, hatta kendi içimizde yaptığımızdan daha iyi okuyabilsek!"
birdenbire bir kuş sürüsü havalanır gibi bir hüzün.
ah bir bilebilsek sınırlarını
ah bir görebilsek derinliğini
renkleri nereden gelir bu bıçak hüznün
dokusunda kaç bin yılın tortusu kanı
ah bir varabilsek o boyutlara
görebilsek önümüzü azıcık
seçebilsek ardımızı tozdan dumandan
gürültüye gitmese kısa günümüz
kaygusundan geleceğin
ve geçmişin pişmanlığından
ah bir varabilsek o boyutlara!