Ah, niçin ondan hep elinden gelmeyen şeyler isteniyor, hiç onun arzusu sorulmadan, ne kadar acı çektiği, çekeceği merak edilmeden niçin ona böyle eziyet ediliyordu?
“Ah kadınlar,siz sadece aşkınıza ,sadece fedakarlık yüceliğine düşkün ve mağlup olup hummalı ve mesut yanarken erkeklerin kalbinde ne çirkin ,ne hain,ne garip hisler olduğunu bilesiniz…”
Ah, ara sıra ruhunu heyecanla titreten o saflık özlemi ve sonsuz şiir gerçek olsaydı… Herkes gibi o da hayatı sadece masum gözlerle görseydi… Hayat onu kollarının arasına alıp tırnakları, dişleri ile paralayarak bu hale getirmemiş olsaydı…
gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak
sen bir şehir olmalısın ya da nar
belki granada, belki eylül, belki kırmızı
gövden ruhunun yaz gecesi mi ne
çok idil, çok deniz, çok rüzigar
çocukluğun tutmuş ta yine aşık olmuşsun
sanki bana, sanki ah, sanki olur a
aşk bile dolduramaz bazı aşıkların yerini
diye övgü, diye sana, diye haziran
heves uykudaysa ruh çıplak gezer
gazel bundan, keder bundan, sır bundan
gözlerin şehirden yeni ayrılmış
gibi dolu, gibi ürkek, gibi, konuşkan
hadi git yeni şehirler yık kalbimize bu aşktan
Ah, ara sıra ruhunu heyecanla titreten o şiir ve saflık meyli daimi olsaydı... Herkes gibi o da hayatı sade, ilk renkli masum gözlerle görseydi... Hayat onu kollarının arasına alıp tırnakları, dişleriyle parçalayarak bu hale getirmemiş olsaydı...
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ah, niçin ondan hep elinden gelmeyen şeyler isteniyor, hiç onun arzusu sorulmadan, ne kadar mustarip olduğu merak edilmeden niçin ona böyle eziyet ediyorlardı?
Ah, niçin ondan hep elinden gelmeyen şeyler isteniyor, hiç onun arzusu sorulmadan, ne kadar acı çektiği, çekeceği merak edilmeden niçin ona böyle eziyet ediliyordu?